Vergi Hukuku Mevzuatında Gelişmeler
- Gelir İdaresi Başkanlığı (“GİB”) tarafından 03.01.2024 tarihli Resmi Gazete’de İnşaat Demiri İzleme Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:1) yayınlandı. Yayınlanan tebliğ kapsamında, inşaatta kullanılacak demirlerin üretiminden başlayarak ilgili yerlerde kullanımına kadar takibine kurulan İnşaat Demiri İzleme Sistemi’ne (“İDİS”) dair usul ve esasları düzenleyen İnşaat Demiri İzleme Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nin uygulama tarihinde kısmi değişikliğe gidilmiştir.
- Mevcut durumda; inşaat demir üreten veya ithal edenler ile ihracatçı, toptancı, bayi, tüccar ve yapı müteahhitlerinin 01.01.2024 tarihinden önce İDİS’e geçmeler zorunludur.
- Yapılan değişiklikle beraber; 001.2024 tarihinden itibaren kayıt yaptırma zorunluluğu bulunan üreticiler ve ithalatçılar dışında kalan diğer mükelleflerin, etiket/işaret bulunmayan inşaat demiri stoklarını 30.04.2024 tarihinden sonra satışa konu edemeyeceği hüküm altına alınmıştır. (GİB tarafından 03.01.2024 tarihli ve 32418 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan İnşaat Demiri İzleme Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:1)
- GİB’in resmi internet sitesinde 03.01.2024 tarihinde, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na (“ÖTVK”) ekli (I) sayılı listede yer alan maktu vergi tutarlarının, yurt içi üretici fiyat endeksinde son altı ayda meydana gelen değişim oranına göre güncellenmesine ilişkin duyuru yayınlanmıştır.
- ÖTVK m. 12/5 uyarınca ÖTVK ekli (I) sayılı listede yer alan maktu vergi tutarları, yurt içi üretici fiyat endeksinde son altı ayda meydana gelen değişim oranına göre güncellenmektedir. TÜİK, yurt içi üretici fiyat endeksinde son altı ayda meydana gelen değişim oranını % 25,61 olarak hesaplamıştır.
- GİB de bu belirlemeye uygun olarak, ÖTVK ekli (I) sayılı listedeki mallarda yeniden belirlenmiş sayılan maktu ÖTV tutarlarına dair tablo yayınlamıştır. Tabloya ve duyuruya erişmek için bağlantıyı kullanabilirsiniz.
- GİB’in resmi internet sitesinde 05.01.2024 tarihinde, tevkif yoluyla kesilen vergilerin ve yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tam tasdik raporlarına istinaden nakden iade edilebilecek tutarlara yönelik hadlere ilişkin duyuru yayınlanmıştır. GİB’in duyurusu kapsamında, 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan ve tevkif yoluyla kesilen vergilerin nakden iadesine yönelik 2024 yılı için tespit edilen hadler şu şekildedir:
- 2024 yılı için; Tevkif yoluyla kesilen vergilere ilişkin nakden iade tutarı 239.000 TL olarak belirlenmiştir,
- Mükelleflerle süresinde tam tasdik sözleşmesi düzenlemiş YMM tarafından düzenlenecek tam tasdik raporu uyarınca iade edilecek nakden iade tutarı 2.405.000 TL olarak belirlenmiştir. GİB tarafından yayınlanan duyuruya erişmek için bağlantıyı kullanabilirsiniz.
- GİB’in resmi internet sitesinde 10.01.2024 tarihinde, Form Ba – Form Bs Bildirimlerine Dâhil Edilmemesi Gereken Belgelere İlişkin Duyuru yayınlanmıştır. Yayınlanan duyuru kapsamında, 01.02.2024 tarihinden itibaren verilmeye başlanacak olan 2024/1 dönemine ait Form Ba ve Form Bs bildirimlerinden başlamak üzere aşağıdaki bilgilerin bildirimlere dahil edilmesi zorunluluğu kaldırılmıştır:
- İthalat işlemlerine ilişkin belgelerin, kira ödemelerine ilişkin belgelerin, sigorta poliçelerinin, sigorta komisyon gider belgesinin, elektronik ürün senedinin (ELÜS) formlarda sunulma zorunluluğu kaldırılmıştır.
- Ayrıca, duyuru kapsamında konuya dair detaylı açıklamalara yer verilmiştir.
- GİB tarafından 12.01.2024 tarihli Resmi Gazete’de, Özel Tüketim Vergisi (III) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 4) yayınlanmıştır.
- Daha öncesinde 10.12.2022 tarihli ve 32039 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 30.11.2022 tarihli ve 7423 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“7423 sayılı Kanun”) ile ÖTVK’ya eklenen hüküm ile özel etiketi veya işareti olmayan özel tüketim vergisine tabi makaronları bulunduranların yanı sıra, söz konusu malların belirli bir miktarı aşması halinde, bulunduranlarla birlikte ithalatçı veya imalatçı için müteselsil sorumluluk kapsamında vergi tarhiyatı yapılması hüküm altına alınmıştır.
- Yayınlanan tebliğ kapsamında; Özel Tüketim Vergisi (III) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği’nde, 7423 sayılı Kanun ile eklenen hükümlere uygun değişiklikler yapılmıştır. (GİB tarafından 12.01.2024 tarihli ve 32427 sayılı Resmi Gazete’de tarihlerde yayınlanan Özel Tüketim Vergisi (III) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 4)
- GİB’in resmi internet sitesinde, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nda 27.12.2023 tarihli ve 7491 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklere ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Taslağı yayınlanmıştır. Tebliğ taslağına, bağlantıdan erişebilirsiniz. Tebliğ taslağı ile öngörülen değişikliklerin detaylarına ise bağlantıdan erişebilirsiniz.
- AYM, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Geçici Madde 33 hükmünde yer alan ve 2021 yılı için enflasyon düzeltmesi yapılmayacağını öngören hükmün iptaline karar vermiştir.
- İptal istemine konu kuralın yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla gelir vergisi ile kurumlar vergisi hesap dönemlerinin kapandığı ve 31.12.2021 tarihli mali bilançoların enflasyon düzeltmesine tabi tutulma zorunluluğu oluştuğu sonucuna varan AYM; buna karşılık, kural kapsamında vergiyi doğuran olay gerçekleştikten sonra gelir vergisi ve kurumlar vergisi matrahına etki eden enflasyon düzeltmesi uygulamasıyla ilgili yapılan değişiklik hukuk güvenliği ilkesiyle bağdaşmayacak ölçüde hukuk kurallarının geriye yürütülmesi sonucunu doğurmakta olduğunu ifade etmiş ve iptal istemine konu kuralda yer alan “2021” ibaresini iptal etmiştir. Konuya dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (AYM’nin 16.01.2024 tarihli ve 32431 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, 30.11.2023 tarihli ve E. 2023/105, K. 2023/208 sayılı kararı)
- GİB’in resmi internet sitesinde 17.01.2024 tarihinde, Motorlu Taşıtlar Vergisi ve Trafik İdari Para Cezası Rehberi yayımlandı. Rehber kapsamında:
- Motorlu taşıtlar vergisinin konusu ve mükellefi,
- Motorlu taşıtlar vergisine ilişkin istisnalar, tarifeler ve verginin hesaplanmasına etki eden faktörler,
- Motorlu taşıtlar vergisinin ödenmesi, ödeme yeri ve taksitlendirilmesi,
- Engelliler için motorlu taşıtlar vergisi uygulaması,
- Trafik idari para cezalarını ödeme süresi, ödeme yeri, araç muayenesi ve taksitlendirme, gibi konularda ayrıntılı bilgilere ve örneklere yer verilmiştir.
- GİB tarafından 18.01.2024 tarihli Resmi Gazete’de, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 49) yayınlanmıştır. Söz konusu Tebliğ’de:
- Sanal veya fiziki ortamda satılan kart, şifre ve kodlardaki KDV uygulamasına ilişkin açıklamalar yapılmış,
- Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura (bavul ticareti) ile yapılan satışlarda ve Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlarda (yolcu beraberi eşya) istisna uygulanacak asgari tutar güncellenmiş,
- Uluslararası taşımacılık kapsamında, taşımacılık faaliyetini yürütenlerin yetki belgesine sahip olması ve araçlarının bu yetki belgesine kaydedilmesine ilişkin açıklama yapılmıştır. (18.01.2024 tarihli ve 32433 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 49)
- GİB tarafından 18.01.2024 tarihli Resmi Gazete’de Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 485)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 558), yayınlanmıştır.
- İlgili tebliğ ile Vergi Usul Kanunu kapsamında tebliğ edilecek evrakların tebligatında kullanılacak tebligat pusulalarında değişiklik yapılmıştır. 485 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekinde yer alan tebliğ pusulası, ekteki şekilde değiştirilmiştir. (18.01.2024 tarihli ve 32433 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 485)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 558)
- Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (“Danıştay VDDK”), Bölge İdare Mahkemeleri arasındaki içtihat farklılıklarının giderilmesine ilişkin çok önemli bir karara imza attı. Danıştay VDDK, hizmet alım işi nedeniyle yüklenici firmaya yapılan hak ediş ödemelerine yeni ihale kararı alınmadan, ek sözleşme düzenlenmeden veya bunların mahiyetini iktisap eden herhangi bir kağıt düzenlenmeden ya da harcama yetkilisinden ”olur” veya “onay” alınmadan asgari ücret artışından kaynaklanan fiyat farklarının dahil edilmesi durumunda anılan fiyat farkından kaynaklanan kısmın da damga vergisine tabi olduğunu karara bağladı. Karara dair detaylı açıklamalarımız için bağlantıyı kullanabilirsiniz. (Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 19.01.2024 tarihli ve 32434 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan E. 2023/3, K. 2023/5 sayılı ve 11.10.2023 tarihli kararı)
- GİB tarafından 27.01.2024 tarihli Resmi Gazete’de, Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 69) yayınlanmıştır
- Söz konusu Tebliğ’de, 28.12.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 27.12.2023 tarihli ve 7491 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 21 inci maddesiyle 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun “II. Kararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasında yapılan değişiklere ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Söz konusu Tebliğe dair detaylı açıklamalarımız için bağlantıyı kullanabilirsiniz. (GİB tarafından 27.01.2024 tarihli ve 32442 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 69)
Vergi Hukukunda Yargı Kararları
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz yargı kararı aşağıda özetlenmiştir:
Danıştay 7. Dairesi E. 2019/732, K. 2022/2402 sayılı 25.05.2022 tarihli kararı kapsamında; ek tahakkuk ve ceza kararının dayanağı cevaplı raporunun tebliğ edilmediği durumlarda, raporun sonradan dosyaya sunularak davacı yana, rapora ilişkin beyanlarını ileri sürmesine imkan verilmesi gerektiğine karar verdi.
- Somut olayda davacı yan, gümrük vergisi ödenmeksizin eşyanın yurt içinde bırakıldığından bahisle Gümrük Kanunu kapsamında kesilen para cezası kararına itirazının reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
- İlk derece mahkemesi, cevaplı raporun tebliğ edilmemesinin davacının savunma hakkını engellediği ve esasa etkili bir şekil hatası olduğu gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline karar vermiştir.
- Davalı yanın istinafa başvurması üzerine istinaf mahkemesi, yerel mahkeme kararını hukuka uygun bulmuştur.
- Davalı yanın temyiz kanun yoluna başvurması üzerine olayı inceleyen Danıştay; davacıların vergi uyuşmazlığı doğuran idari işlemlerin hukuka aykırılığı yolundaki iddialarını etkili bir biçimde ileri sürebilme hakkının kural olarak yargılama sürecinin bütünü içinde korunması gerektiğini ve bu itibarla söz konusu raporun tebliğ edilmediği durumlarda mahkeme tarafından ara kararıyla istenmesi ya da re’sen idarece dava dosyasına sunulması üzerine, davacıya, anılan rapor tebliğ edilerek, haklılığını ortaya koymaya yönelik delillerini ileri sürmesine imkan verilmek suretiyle, bu eksikliğin yargılama aşamasında mahkeme tarafından giderilmesinin mümkün olduğunu ifade etmiştir.
- Bu tespitlerden sonra Danıştay; işlemin esası hakkında yapılacak inceleme ve değerlendirmeyle varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle verilen kararda isabet bulunmadığı nedeniyle temyiz isteminin kabulüne karar vermiştir.
Diğer Hukuk Alanlarında
Önemli Mevzuat Değişiklikleri ve Yargı Kararları
- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (“TCMB“) tarafından 02.01.2023 tarihli Resmi Gazete’de Mal ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödemelerde Uygulanacak Temerrüt Faiz Oranı ve Alacağın Tahsili Masrafları İçin Talep Edilebilecek Asgari Giderim Tutarı Hakkında Tebliğ yayınlanmıştır. Yayınlanan Tebliğ kapsamında Mal ve Hizmet Tedarikinde Alacaklıya Geç Ödeme Yapılması Halinde Uygulanacak Faiz Oranı Yeniden belirlendi. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK“) m. 1530/7’de düzenlenen faiz oranı ile alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarı yeniden belirlenmiştir.
- TTK m. 1530 hükmü esasen, iki ticari işletme arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla akdedilen sözleşmelerde, mal veya hizmet karşılığı ödenecek bedelde temerrüde düşüldüğü durumda uygulama alanı bulmaktadır. Anılan madde en temelde; ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde alacaklının kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen borçlunun, ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğini düzenlemektedir.
- TTK m. 1530/7 hükmü ise, alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarını düzenlemektedir.
- TTK m. 1530/7’de düzenlenen faiz oranı 01.01.2022 tarihinden beri %17,25; alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarı ise 555,00 TL olarak uygulanmaktaydı. TCMB tarafından 02.01.2023 tarihinde yayınlanan Tebliğ ile alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hallerde uygulanacak faiz oranı yıllık %48; alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarı ise 1.310,00 TL olarak belirlenmiştir. (TCMB tarafından 02.01.2024 tarihli ve 32417 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Mal ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödemelerde Uygulanacak Temerrüt Faiz Oranı ve Alacağın Tahsili Masrafları İçin Talep Edilebilecek Asgari Giderim Tutarı Hakkında Tebliğ)
- AYM, acele kamulaştırma kararına karşı açılan iptal davası henüz karara bağlanmadan idarenin açmış olduğu bedel tespiti ve tescil davalarının karara bağlanarak başvurucuların mülkten yoksun bırakılmasını mülkiyet hakkının ihlali saydı.
- Uyuşmazlığa konu somut olayda, İzmir’de yapılacak elektrik santralinin inşası için başvuruculara ait taşınmazların acele olarak kamulaştırılmasına karar verilmiştir. Bu işleme karşı Danıştay nezdinde açılan dava her ne kadar kabul edilse de kabul kararı verilene kadar idarenin adli yargıda açmış olduğu bedel tespiti ve tescil davasının başvurucular aleyhine sonuçlanması ve iptal kararının adli yargı kararından sonra gelmesi başvurucuların mülkiyet hakkını ihlal etmiştir.
- Acele kamulaştırma işlemlerine karşı idari yargıda açılan davalar ile buna paralel olarak yürüyen adli yargıdaki bedel tespiti ve tescil davalarının birbirlerinden bağımsız yürümesinin yapısal bir sorun olduğunu vurgulayan AYM, bu konuda bir düzenleme yapılması için ihlal kararının TBMM’ye bildirilmesine karar vermiştir. Konuya dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (AYM’nin 03.01.2024 tarihli ve 32418 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 25.10.2023 tarihli ve 2019/2890 Başvuru Numaralı Kararı)
- AYM, 675 sayılı KHK’nın 12. maddesinin (3) numaralı fıkrasının, muvazaanın bulunmadığı iddiasını başka yollarla da yargı mercileri önüne taşınsa bile etkili bir başvuru şansı tanımadığı gerekçesiyle başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
- Somut olayda başvurucu, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminden önce, darbe girişimine müteakip KHK ile kapatılan bir şirketten taşınmaz satın almıştır. Darbe girişimi sonrasında çıkarılan 675 sayılı KHK ile taşınmaz satışının muvazaalı olarak kabul edilerek taşınmazın Hazine adına tescili ve bu işleme karşı etkili bir başvuru hakkı tanınmaması AYM’ye göre etkili başvuru hakkının ihlalidir. Konuya dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıdan erişebilirsiniz.(AYM’nin 09.01.2024 tarihli ve 32424 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, 29.11.2023 tarihli ve 2018/10997 Başvuru Numaralı kararı)
- Adalet Bakanlığı tarafından 13.01.2024 tarihli Resmi Gazete’de Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2024 Yılı Tarifesi yayımlanmıştır.
- AYM, deprem sonrasında hasar tespit raporlarının ancak asıl işlemlerle birlikte dava konusu edilebilmesini düzenleyen kuralı Anayasa’ya aykırı bulmuştur.
- İlgili kararda AYM, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’da yer alan, afet sonrasında yapılan incelemenin ardından düzenlenen hasar tespit raporlarının ancak asıl işlemlerle birlikte dava konusu edilebileceğini öngören düzenlemenin iptaline karar verdi. AYM, hasar tespit raporlarının bu işlemlere bağlı tesis edilecek işlemler olan yıkım kararı, tahliye kararı veya hak sahipliğine ilişkin işlemlere dayanak teşkil eden bir işlem mahiyetinde olduğundan taşınmazın değerini etkileyen bir idari işleme karşı tek başına dava açılmasının önlenmesinin etkili başvuru hakkı ve mülkiyet hakkı ilkelerine aykırı olduğuna hükmetti. Karara dair detaylı açıklamalarımız için bağlantıyı kullanabilirsiniz. (AYM’nin 16.01.2024 tarihli ve 32413 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 30.11.2023 Tarihli ve E. 2023/134, K. 2023/209 Sayılı Kararı)
- AYM, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinde yer alan ve davada taraflardan her birinin kısmen haklı çıkması durumunda yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağını öngören hükmün, kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davaları yönünden iptaline karar vermiştir.
- AYM, ilgili hükmün kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davaları bakımından uygulanmasını mülkiyet hakkına aykırı buldu. Davanın kısmen reddi halinde mülklerinden yoksun kalan kişilerin vekalet ücreti külfetine katlanmasının taşınmazın gerçek karşılığını elde edememesi sonucu doğurması, AYM’nin temel iptal gerekçesi olmuştur. Konuya dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (AYM’nin 18.01.2024 tarihli ve 32413 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 30.11.2023 tarihli ve E. 2023/101, K. 2023/207 sayılı kararı)
- AYM, mahkeme veznesine depo edilen paranın yıllar sonra nemalandırılmadan iade edilmesinin mülkiyet hakkı ihlali olduğuna karar verdi.
- Söz konusu kararda AYM, başvurucu aleyhine açılan ön alım hakkına dayalı tapu iptal davasında, başvurucunun mahkeme veznesine depo ettiği ön alım bedelinin yaklaşık altı yıllık yargılama boyunca nemalandırılmamasını mülkiyet hakkının ihlali olarak kabul etmiştir.
- AYM, başvurucun depo ettiği paranın yaklaşık altı yıl sonra değer kaybına uğratılarak ödenmesini hak ihlali olarak kabul ettikten sonra giderim yöntemi olarak, alacağın enflasyon karşısında uğradığı değer kaybının başvurucuya tazminat olarak ödenmesini tercih etmiştir. Konuya dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (AYM’nin 25.01.2024 tarihli ve 32440 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2018/17652 Başvuru Numaralı 19.10.2023 tarihli kararı)
Geçtiğimiz ayda hukuki gelişmelerin PDF haline erişmek için bağlantıyı kullanabilirsiniz.
Hazırlayanlar:
Av. Doğa Can Altınözlü
Stj. Av. Gazi Barış Yıldırım
Stj. Av. Cevdet Emre Koçak