Anayasa Mahkemesinin Gözetim Uygulamasına İlişkin Kararı
29.03.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan AYM kararı kapsamında, ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlü tarafından artırılması sonucunda ödenen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda (“GK”) düzenlenen geri verme ve kaldırma yoluyla iade edilmeyeceğine dair kanun hükmü hukuka uygun bulunmuştur. (29.03.2023 tarihli ve 32147 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan E. 2022/136, K. 2023/16 sayılı AYM kararı)
AYM’nin önüne, itiraz başvurusu yoluyla gelen ve iptali istenen GK m. 211/2 hükmü şu şekildedir:
“Ancak, kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat veya ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmez.”
İptali istenen normun bulunduğu 211. madde esasen kanunen ödenmemesi gerektiği halde ödenen gümrük vergilerinin geri verilmesini düzenlemektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise kanunen ödenmemesi gereken vergilerin, ticaret politikalarına tabi eşyanın gümrük bedelinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmiş olması durumunda bu vergilerin geri verilmesi veya kaldırılmasına ilişkin taleplerin kabul edilmeyeceği düzenlenmektedir. Söz konusu hüküm genellikle, İthalatta Gözetim Uygulaması olarak bilinen gümrük politikası kapsamında arttırılan gümrük bedelleri üzerinden tahsil edilen vergilerin iadesinde uygulama alanı bulmaktadır. Dolayısıyla söz konusu AYM kararı, son dönemlerde fazlasıyla tartışmaya yol açan ithalatta gözetim uygulaması ve vergisel sonuçları açısından önem arz etmektedir.
Adana Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi tarafından yapılan itirazın gerekçesi şu şekildedir; gümrük vergisi haricinde diğer vergi mükelleflerinin kendi beyanları üzerine tahakkuk eden vergilerin iadesi için başvuru yolu tanınmasına rağmen itiraz konusu kural, gümrük vergisi mükellefleri açısından vergilerin geri verilmesi veya kaldırılması yolunu kapatmaktadır ve bu durum eşitlik ilkesini ihlal etmektedir. Buna ilaveten itiraz başvurusunda bulunan mahkemeye göre, söz konusu başvuru yolunun kapatılması mülkiyet hakkını da ihlal etmektedir.
Öncelikle maddenin kapsamını inceleyen AYM, söz konusu kuralın kapsamının; ithalatta gözetim uygulamasından kaçınmak amacıyla serbest dolaşıma giriş beyannamesinde mükellefin kendi beyanı ile gözetime tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükseltilmesi sonucunda fazladan ödenen gümrük vergisinin geri verilmesinin veya kaldırılmasının önlenmesi amacıyla getirildiğini tespit etmiştir.
AYM itiraza konu kuralı incelerken, mülkiyet hakkı yönünden değerlendirme yapmıştır. Fazladan ödenen verginin iade edilmemesini öngören kuralın mülkiyet hakkına yönelik sınırlama getirdiği tespit edilmiştir. Daha sonrasında AYM, mülkiyet hakkına sınırlama öngören kuralı; ölçülülük, kanunilik ve kamu yararı ölçütlerine göre değerlendirmiştir.
Her şeyden evvel kuralın, kanunda düzenlenmesinden ve belirli, öngörülebilir bir düzenleme olmasından ötürü kanunilik ölçütünün ihlal edilmediğine karar verilmiştir. AYM’ye göre, bir eşyanın kıymeti bakımından belirlenen birim başına asgari fiyatın altında veya belirli miktarların üzerinde ithal edilmek istenmesi halinde anılan ithalat gözetime tabi tutulabilmektedir. Bu suretle, ilgili eşyaya yönelik ithalatın zaman içinde ekonominin geneli ve özellikle yerli üretici üzerindeki etkisinin izlenmesi ve bu kapsamda istatistiki bilgilerin elde edilmesi mümkün olmaktadır. Dolayısıyla ithalatta gözetim uygulamasının sürdürülebilirliğine hizmet eden itiraz konu kuralın, kamu yararına dayalı meşru bir amaca yöneldiği belirtilmiştir.
AYM, ithalatta gözetim uygulamasından kaçınmak amacıyla gözetime tabi eşyanın gümrük kıymetinin arttırılması suretiyle ödenen vergilerin geri verilmesi veya kaldırılmasına ilişkin taleplerin kabul edilmeyeceğini öngören kuralın kamusal yarara hizmet ettiğini ve mükelleflere aşırı bir külfet yüklemediğini belirtmiştir.
Son olarak kuralın esasen, fazladan ödenen vergilerin geri verilmesi veya kaldırılmasına dair gümrük idarelerine yapılacak başvuruların reddini düzenlediğine de dikkat çekilmiştir. Başka bir deyişle itiraza konu kural, taleplerin kabul edilmemesi halinde vergi yargısında dava açılmasının önüne geçmemektedir. Dolayısıyla, kural orantısız bir sınırlamaya yol açmamaktadır ve mülkiyet hakkına ölçüsüz bir sınırlama getirmemektedir.
Açıklanan nedenlerle yapılan itiraz reddedilmiş ve kural, Anayasa’ya uygun bulunmuştur.
Hazırlayanlar:
Av. Doğa Can Altınözlü
Stj. Av. Alp Kaan Şahin