Anayasa Mahkemesi (“AYM”), bir arazinin kağıt üzerinde TOKİ tarafından kamulaştırıldığı gözükse de yapılan kamulaştırmanın esasen özel hukuk tüzel kişisi olan Anadolu Sanayicileri Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi (“ASKOOP”) için yapıldığından hareketle söz konusu kamulaştırmayı hukuka aykırı bulmuştur. AYM kamulaştırma işleminin, Anayasa’nın 46. maddesinde öngörülen devlet ve kamu tüzel kişilerince kamu yararının gerektirdiği hallerde kanunla gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırma yapılması güvencesine uygun düşmediğine karar vermiştir. (AYM’nin 14.12.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 14.09.2023 tarihli ve 2019/19597 Başvuru numaralı kararı)
Somut olayda başvurucunun İstanbul’da bulunan arsasının ASKOOP lehine tüm sanayi bölgelerinin bir merkezde toplanması amacıyla kamulaştırılmasına karar verilmiştir. Kamulaştırma bedellerinin TOKİ ile protokol imzalamış olan Kooperatifin hesabından ödeneceği, hak sahiplerinin kamulaştırma bedellerinin ödenmesi için TOKİ tarafından bildirimde bulunulması durumunda bankada bloke edileceği, tüm tapu devir masraflarının da yine kooperatif tarafından karşılanacağı konusunda taraflarca anlaşmaya varılmıştır.
Kamulaştırma kararı üzerine TOKİ, başvurucu aleyhine kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açmıştır. Yapılan yargılama sonucunda kamulaştırma bedeli tespit edilmiş ve bu bedelin başvurucuya ödenmesi karşılığında taşınmazların TOKİ adına tesciline hükmedilmiştir. Dava, hala derdest durumdadır.
Başvurucunun, kamulaştırma işleminin iptali talebiyle idari yargıda açtığı davada, arazinin özel hukuk tüzel kişisi olan ASKOOP lehine kamulaştırılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. İdare Mahkemesi, yaptığı inceleme neticesinde sanayi alanlarının tek merkezde toplanması maksadıyla tesis edilen kamulaştırma işleminin hukuka uygun olduğunu ifade etmiş ve davanın reddine karar vermiştir. İdare Mahkemesinin kararı Danıştay tarafından bozulsa da TOKİ’nin karar düzeltme talebi üzerine Danıştay, bozma kararını kaldırarak ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir. Nihai kararın tebliği üzerine başvurucu, bireysel başvuruda bulunmuştur.
Başvurucu; 1164 sayılı Kanun’un TOKİ’ye özel kişiler lehine kamulaştırma yapma yetkisi tanımadığını belirterek kamulaştırma işleminin kanuni dayanağının bulunmadığından ve bu hususun derece mahkemelerince değerlendirmemesinden yakınmıştır. Bu itibarla başvurucu; kamulaştırma işleminin iptali davasının reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
AYM, başvuruya konu olayı yorumlarken öncelikle; kamulaştırma yetkisinin devlet ve kamu tüzel kişileri tarafından kamu yararının gerektirdiği hallerde kullanılabileceğinin altını çizmiş, sanayi alanlarının kamu hizmeti alanı niteliği bulunmadığını, bu sebeple devlet veya kamu tüzel kişileri tarafından kamulaştırılmasında zorunluluk bulunmadığını, Kooperatifin başvuru konusu taşınmazı bizatihi satın alma imkanının bulunduğunu belirtmiştir.
Bu tespiti yaptıktan sonra AYM, TOKİ’nin sanayi yatırımları için arsa ve arazi sağlanmasına yönelik kamulaştırma yetkisinin bulunduğu ve fakat bu yetkinin kamulaştırmayı düzenleyen Anayasa’nın 46. maddesinde öngörülen güvencelere uygunluğunun denetlenmesi gerektiğini vurgulamış ve bu denetim sırasında henüz kamulaştırma işlemlerine başlanmadan önce TOKİ eli ile arazinin kamulaştırılacağı ve akabinde kamulaştırılan taşınmazların ASKOOP’a devredileceğinin önceden belirlendiğine değinmiştir. Bu yorumlardan hareketle AYM, kağıt üzerinde TOKİ tarafından kamulaştırma yapılmış gözükse de aslında kamulaştırmanın ASKOOP lehine yapıldığı anlaşılan söz konusu kamulaştırma işlemini Anayasa’nın 46. maddesinde öngörülen kamulaştırma kurallarına aykırı kabul etmiştir.
Sonuç olarak AYM, kamulaştırma işleminin mülkiyet hakkının korunması yönünden öngörülemez ve keyfi durumlara yol açtığını belirtmiş ve müdahalenin kanuni bir dayanağının bulunmaması sebebiyle başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Giderim yönünden ise başvurucular her ne kadar manevi tazminat da talep etmişse de yeniden yargılama yapılması AYM tarafından yeterli görülmüştür.
Hazırlayanlar:
Av. Doğa Can Altınözü
Stj. Av. Cevdet Emre Koçak