AYM, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un (“Kanun”), idarenin orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın satış bedeline itiraz edilemeyeceğini öngören hükmünün, mülkiyet hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verdi. (Anayasa Mahkemesi’nin 11.07.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan E. 2023/27, K. 2023/100 sayılı 18.05.2023 tarihli kararı)
İptal istemine konu olan fıkranın da bulunduğu Kanun’un 6. maddesinde en temelde, Hazineye ait tarım arazilerinin (2/B arazileri olarak da adlandırılmaktadır) satışına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Tam olarak iptal istemine konu olan 6. maddenin 8. fıkrasında ise, idarece arazinin bedeli tespit edilip hak sahiplerine tebliğ edildikten sonra bu bedele karşı itiraz edilemeyeceği düzenlenmektedir. İptal istemine konu hüküm şu şekildedir:
“MADDE 6 – (8) Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilir. Satış bedelinin tamamının peşin ödenmesi hâlinde yüzde yirmi, en az yarısının ödenmesi hâlinde yüzde on oranında indirim uygulanır ve bu bedeller idarece yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ödenir. Tebliğ edilen satış bedeline itiraz edilemez ve dava açılamaz.”
İlgili maddede, taşınmazların 2012 yılından önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içinde idareye başvuran hak sahiplerinin, idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu edemeyeceği düzenlenmektedir.
İptal isteminde özetle idarenin işlemi aleyhine başvurulabilecek hukuki yolların kapatılmasının hukuki belirlilik ilkesinin yanı sıra mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkı ve hak arama özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçelerine yer verilmiştir.
AYM öncelikle, hak sahiplerinin idarenin eş değer taşınmazın satışına ilişkin teklifini kabul etmemeleri durumunda doğrudan satış hakkından yararlanamayacaklarını, başkaca bir talepte bulunamayacaklarını, dava açamayacaklarını öngören Kanun’un 6. maddesinin 13. fıkrasının iptaline karar verdiği E. 2021/46, K. 2022/47 sayılı kararına atıf yapmıştır. AYM’ye göre itiraz konusu kuralın atıf yapılan kararda iptal edilen kuraldan ayrılmayı gerektirir bir durumu bulunmamaktadır.
Bu tespitin ardından AYM, tıpkı atıf yapılan kararda olduğu gibi itiraz konusu kuralı değerlendirirken idarenin taşınmaz satış bedelini yanlış belirlemesinin mümkün olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca başvuruyu etkili başvuru hakkının ihlali yönünden de inceleyen AYM, anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, etkili, idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı verilmesi gerektiğini de belirtmiştir.
Yukarıda yer alan nedenlerden dolayı AYM, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkına ve “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz konusu kuralın iptaline karar vermiştir.
Hazırlayanlar:
Av. Doğa Can Altınözlü
Stj. Av. Gazi Barış Yıldırım