Mevzuat Değişiklikleri

Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7511 Sayılı Kanun Resmi Gazete’de Yayınlandı

7511 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“7511 sayılı Kanun”) 29.05.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 7511 sayılı Kanun kapsamında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da (“TKHK”) yapılan önemli değişikliklere aşağıda yer vermekteyiz. Aşağıda yer verilen düzenlemelerin 7511 sayılı Kanun’un yayım tarihi olan 29.05.2024 tarihinde yürürlüğe girmesi sebebiyle doğru bir şekilde anlaşılması ve uygulanması oldukça önemlidir. (29.05.2024 tarihli ve 32560 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun)

 

  1. Anonim Şirket Yönetim Kuruluna Ait Devredilemez Görev ve Yetkilerde Değişikliğe Gidilmiştir

7511 sayılı Kanun m. 14 ile TTK m. 375/1-d bendinde düzenlenen anonim şirket yönetim kurulunun, şirket müdürleri ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmalarına ve görevden alınmalarına yönelik devredilemez yetkisinde değişikliğe gidilmiştir.

7511 sayılı Kanun m. 14 ile anılan TTK hükmüne “Şube müdürleri hariç olmak üzere” ibaresi eklenmiştir. Dolayısıyla artık, şube müdürlerinin atanmaları ile görevden alınmaları anonim şirket yönetim kurulunun devredilemez yetkisi olmaktan çıkartılmıştır.

 

  1. Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Yönetim Kurulunu Toplantıya Çağırma Usulünde Değişikliğe Gidilmiştir

7511 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmadan önce, anonim şirket yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulunu toplantıya çağırma usulü şu TTK m. 392/7 hükmünde şekilde düzenlenmekteydi:

“(7) Her yönetim kurulu üyesi başkandan, yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını yazılı olarak isteyebilir.”

7511 sayılı Kanun m. 15 ile TTK m. 392/7 fıkrasına aşağıdaki hüküm eklenmiştir:

“İstemin uygun görülmesi hâlinde çağrı, yönetim kurulu başkanınca yapılır. Ancak yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun yazılı istemi üzerine, yönetim kurulu başkanı yönetim kurulunu istemin kendisine ulaştığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağırmak zorundadır. Bu süre içinde yönetim kurulu toplantıya çağrılmadığı veya yönetim kurulu başkanı ya da başkan vekiline ulaşılamadığı hâllerde, çağrı doğrudan istem sahiplerince yapılabilir. Çağrı üzerine yapılacak toplantılarda toplantı ve karar nisapları hakkında 390 ıncı maddenin birinci fıkrası uygulanır. Esas sözleşmede yönetim kurulunun toplantıya çağrılmasına ilişkin farklı bir usul belirlenebilir.”

İlgili hükümden de görüleceği üzere, sıklıkla eleştiri konusu olan ve anonim şirket yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulunu toplantıya çağırmasına rağmen yönetim kurulunun toplanamaması durumu yaptırıma bağlanmıştır. Buna göre:

  • Yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulunu toplantıya çağırma isteminin uygun görülmesi hâlinde çağrı, yönetim kurulu başkanınca yapılacaktır.
  • Ancak yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun yazılı istemi üzerine, yönetim kurulu başkanı yönetim kurulunu istemin kendisine ulaştığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağırmak zorundadır.
  • Son olarak 30 günlük süre içerisinde yönetim kurulu başkanca toplantıya çağrılmadığı veya yönetim kurulu başkanı ya da başkan vekiline ulaşılamadığı hâllerde, çağrının doğrudan istem sahiplerince yapılabilmesi imkanı getirilmiştir. Mer’i Ticaret Kanunu’nun 392. maddesinde yönetim kurulunu toplantıya çağırma yetkisi yalnızca yönetim kurulu başkanının ve Başkana ulaşılamadığı hallerde yönetim kurulu başkan vekilinin takdirine bırakılmıştır. Maddede yapılan değişiklikle, “yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğu tarafından yapılan toplantı istemlerinde, yönetim kurulu başkanına yönetim kurulunu toplantıya çağırma yükümlülüğü getirilmekte, yönetim kurulu başkanınca yönetim kurulunun toplantıya çağırılmadığı veya başkana/başkanvekiline ulaşılamadığı hallerde istemin doğrudan çağrı sahiplerince yapılabilmesi” olanağı sağlanmaktadır.

 

  1. Şirketlerin ve Kooperatiflerin İhyası Davalarında Ticaret Sicil Müdürlükleri Aleyhine Vekalet Ücretine Hükmedilmeyeceğine İlişkin Düzenleme Getirilmiştir

Bilindiği üzere TTK Geçici Madde 7/15 hükmüne göre, tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal etmektedir. Bu şekilde Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak şirket veya kooperatifin ihyası davasını açabilmekteydi.

Ayrıca belirtmek gerekir ki Anayasa Mahkemesi’nin 15.09.2023 tarihli ve 32310 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan E. 2023/33, K. 2023/117 sayılı kararı kapsamında, ihya davası açılması için 5 yıllık hak düşürücü sürenin iptaline karar verilmişti. Anayasa Mahkemesi özet itibariyle anılan hak düşürücü sürenin, mülkiyet hakkını ve etkili başvuru hakkını ihlal ettiğine karar vermişti. Karara dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.

7511 sayılı Kanun m. 16 hükmü ile TTK Geçici Madde 7/15 fıkrasına “Bu maddede öngörülen usule uygun olarak kaydı silinen şirket veya kooperatifin ihyasına ilişkin yapılacak yargılamada ilgili ticaret sicili müdürlüğü aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmolunamaz.” ibaresinin eklenmesine karar verilmiştir. Eklenen ibare ile Ticaret Sicil Müdürlüklerine karşı açılacak ihya davalarında Ticaret Sicil Müdürlükleri aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği düzenlenmektedir.

Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, ihya davalarında husumet konusunda ikili bir ayrım yapılmaktadır. Ana kural, şirketin kayıtlı olduğu Ticaret Sicil Müdürlüğü ve tasfiye memurlarının davalı olarak gösterilmesidir. Tasfiyenin olmadığı yani re’sen terkinin mevcut olduğu durumlarda ise husumet sadece terkin işlemini yapan Ticaret Sicil Müdürlüğüne yöneltilmektedir. Dolayısıyla hem Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün hem de tasfiye memurlarının husumetli olduğu ihya davalarında tasfiye memurları aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru olacaktır.

 

  1. Asgari Sermaye Tutarının Altında Kalan Anonim ve Limited Şirketlerde Sermaye Artırımı İçin Son Tarih Belirlendi

Hatırlanacağı üzere 25.11.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2023 tarih ve 7887 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile anonim ve limited şirketler için asgari sermaye tutarında artışa gidilmişti. Cumhurbaşkanı kararına dair detaylı açıklamalarımıza erişmek için bağlantıyı kullanabilirsiniz. Anılan Cumhurbaşkanı kararına göre:

  • TTK m. 332/1 hükmünde düzenlenen ve anonim şirketler için önceden 50.000 TL olarak öngörülen en az sermaye tutarı 250.000 TL olarak belirlenmiştir.
  • TTK m. 332/1 hükmünde düzenlenen ve kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş olan halka açık olmayan anonim şirketler için önceden 100.000 TL olarak öngörülen en az başlangıç sermayesi tutarı 500.000 TL olarak belirlenmiştir.
  • TTK m. 580/1 hükmünde düzenlenen ve limited şirketler için önceden 10.000 TL olarak öngörülen en az sermaye tutarı 50.000 TL olarak belirlenmiştir.
  • Kararın, 01.10.2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.

Bu düzenleme sonrasında, 7511 sayılı Kanun m. 17 ile TTK’ya Geçici Madde 15 eklenmiştir. TTK Geçici Madde 15 şu şekildedir:

“GEÇİCİ MADDE 15- (1) Sermayeleri en az sermaye tutarının altında olan anonim ve limited şirketler, sermayelerini 31/12/2026 tarihine kadar 332 nci ve 580 inci maddelerde öngörülen tutarlara yükseltirler, aksi halde infisah etmiş sayılırlar. Çıkarılmış sermayesi en az iki yüz elli bin Türk lirası olan kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketler ise başlangıç sermayeleri ile çıkarılmış sermayelerini anılan tarihe kadar beş yüz bin Türk lirasına yükseltmedikleri takdirde, bu sistemden çıkmış sayılırlar.

(2) Sermayenin 332 nci ve 580 inci maddelerde öngörülen tutarlara yükseltilmesi için yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmaz, kararlar toplantıda mevcut oyların çoğunluğu ile alınır ve bu kararlar aleyhine imtiyaz kullanılmaz.

(3) Ticaret Bakanlığı, birinci fıkrada yazılı süreyi birer yıl olarak en çok iki defa uzatabilir.”

Geçici Madde 15 kapsamında yapılan değişikliklerin sonuçları ise şu şekildedir:

  • Sermayeleri en az sermaye tutarının altında olan anonim ve limited şirketler, sermayelerini 31.12.2026 tarihine kadar Cumhurbaşkanı kararı ile belirlenen asgari tutarlara yükseltmek zorundadırlar. Aksi halde şirketler, infisah etmiş sayılacaktır.
  • Çıkarılmış sermayesi en az 250.000 TL olan kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketler ise başlangıç sermayeleri ile çıkarılmış sermayelerini 31.12.2026 tarihine kadar 500.000 TL’ye yükseltmek zorundadırlar. Bu şekilde olan kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketlerin sermaye tutarını artırmamaları halinde karşılaşacakları yaptırım ise, kayıtlı sermaye sisteminden çıkmış sayılmadır.
  • Ayrıca, sermaye tutarının yükseltilmesine ilişkin toplantılarda toplantı nisabı aranmayacağı; kararların toplantıda mevcut oyların çoğunluğu ile alınacağı ve bu kararlara karşı imtiyazlı oyların kullanılamayacağı da düzenlenmiştir.
  • Son olarak Ticaret Bakanlığına, 31.12.2026 olarak belirlenen süreyi birer yıl olarak en fazla iki defa uzatma yetkisi verilmiştir.

 

  1. TKHK Kapsamında İhdas Edilen Reklam Kuruluna Ticari Reklamlarda Uyulması Gereken İlkelere Uymayan Reklamlar Hakkında İçeriğin Çıkarılması ve Erişimin Engellenmesi Kararı Verme Yetkisi Tanınmıştır

TKHK m. 63 kapsamında ihdas edilen Reklam Kurulu’nun temel amacı ve görevi, ticari reklamlarda uyulması gereken ilkeleri belirleme, haksız ticari uygulamalara karşı tüketiciyi korumaya yönelik düzenlemeleri yapma ve bu hususlar çerçevesinde inceleme ve gerektiğinde denetim yapmaktır.

7511 sayılı Kanun m. 18 ile TKHK m. 63/1 hükmüne, “ya da içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı” ibaresi eklenmiştir. Eklenen hüküm kapsamında Reklam Kurulu, ticari reklamlarda uyulması gereken ilkelere uygun olmayan ticari reklamlar hakkında içeriğin çıkartılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verme yetkisine sahip olmuştur.

 

  1. TKHK Yeni Yaptırım Hükümlerine Yer Verilmiştir

7511 sayılı Kanun m. 19 ile TKHK m. 77’de kapsamlı değişikliklere gidilmiştir. TKHK m. 77 hükmü en temelde, aynı kanunda yer alan zorunluluklara uymayanlar hakkında çeşitli yaptırımlar öngörmektedir. 7511 sayılı Kanun m. 19 hükmü ile yapılan değişiklikler sonucunda TKHK kapsamındaki yeni yaptırımlar şu şekilde sıralanabilir:

  • 7511 sayılı Kanun m. 19 ile TKHK m. 77/1-a bendi kapsamında aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır:
    • TKHK kapsamında düzenlenmesi öngörülen sözleşmelere ilişkin 4. maddeye,
    • Sipariş edilmeyen mal ve hizmetlerin tüketiciye sunulması durumunu düzenleyen 7. maddeye,
    • Tüketicinin taksitle satış sözleşmesinden 7 gün içerisinde cayma hakkını düzenleyen 18. maddeye,
    • Taksitle satış sözleşmesinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüde düşmesi halini düzenleyen 19. maddeye,
    • Tüketicinin birden çok taksiti ödemek istemesi halinde satıcı ve sağlayıcının yükümlülüklerini düzenleyen 20. maddeye,
    • Belirli süreli kredi sözleşmesinin şartlarını düzenleyen 26. maddeye,
    • Bağlı kredi sözleşmesinin şartlarını düzenleyen 30. maddeye,
    • Konut finansmanı kredisini düzenleyen 35. maddeye,
    • Finansal hizmetler sözleşmesini düzenleyen 49. maddeye,
    • Paket tur sözleşmesini düzenleyen 51. maddeye,
    • Abonelik sözleşmesini düzenleyen 52. maddeye,
    • Perakende satışa konu edilen ürünlerin ambalajlarını, etiketlerini ve listeleri düzenleyen 54. maddeye,
    • İhtiyari garantiyi düzenleyen 57. maddeye aykırılık halinde aykırılığı tespit edilen her bir işlem veya sözleşme için 2.200 TL idari para cezası uygulanması öngörülmüştür.
  • 7511 sayılı Kanun m. 19 ile TKHK m. 77/1-b bendinde yapılan değişiklik kapsamında; vitrinde, rafta, elektronik ortamda veya açıkça görülebilir herhangi bir yerde teşhir edilen malın, satılık olmadığı belirtilen bir ibareye yer verilmedikçe satışından kaçınılamayacağını düzenleyen TKHK m. 6 hükmüne aykırılık halinde aykırılığı tespit edilen her bir işlem veya sözleşme için 2.200 TL’den az olmamak üzere satışından kaçınılan mal veya hizmetin tüm vergiler dahil toplam satış fiyatının %10’u kadar idari para cezası uygulanacağı düzenlenmiştir.
  • 7511 sayılı Kanun m. 19 ile TKHK m. 77/10-b bendinde aşağıdaki şekilde değişiklik yapılmıştır:
    • Üretici veya ithalatçıların, yönetmelikle belirlenen mallar için Bakanlıkça onaylı satış sonrası hizmet yeterlilik belgesi almasını ve tüm yetkili servis istasyonlarına ilişkin bilgileri güncel olarak Bakanlıkça oluşturulan sisteme kaydetmesi zorunluluğunu düzenleyen TKHK m. 58/2’ye aykırılık halinde her bir servis istasyonu için 18.000 TL idari para cezası uygulanacaktır.
    • Herhangi bir üretici veya ithalatçıya bağlı olmaksızın faaliyette bulunan servis istasyonlarının her türlü mecrada ve faaliyetlerinde kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde “özel servis” ibaresini kullanması zorunluluğuna yönelik TKHK m. 58/5 hükmüne aykırılık halinde özel servis istasyonları hakkında 18.000 TL idari para cezası uygulanacaktır.
    • Satış sonrası hizmet sunulması zorunlu olan mallar, oluşturulması gereken asgari yetkili servis istasyonu sayıları, azami tamir süreleri, servis istasyonlarının sorumlulukları ile diğer uygulama usul ve esaslarına ilişkin Ticaret Bakanlığı yönetmeliğine uyulmaması halinde eksiklik olan her bir servis istasyonu için 124.000 TL idari para cezası uygulanacaktır.
    • TKHK m. 58/1, 3, 4, 6, 7 hükümlerine aykırı hareket eden üretici, ithalatçı veya özel servis istasyonları hakkında aykırılığı tespit edilen her bir işlem için 2.200 TL idari para cezası uygulanacaktır.

 

 

Hazırlayanlar:

Av. Doğa Can Altınözlü

Stj. Av. Eda Nur Yörük

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir