Yargıtay, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybının 2198 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (“KTK”) ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerektiği yönünde bir karar verdi. Yargıtay, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ekine göre değerlendirme yapan seçeneğe itibar edilerek davanın reddine karar verilmesini hukuka aykırı buldu uyuşmazlığa konu kararı kanun yararına bozdu(17.09/2022 tarihli ve 31956 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.03.2022 tarihli ve E. 2021/21252, K. 2022/5913 sayılı Yargıtay Kararı).
Kanun yararına bozma istemine konu kararda davacı vekili, müvekkiline ait araca davalının zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracına tam kusurlu olarak çarpması sonucu müvekkilinin aracında değer kaybı meydana geldiğini beyanla değer kaybının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Somut olayda trafik kazası sonrası davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın poliçesinin teminat başlangıç ve bitiş tarihleri 09.01.2019-09.01.2020 olup dava 23.12.2019 tarihinde açılmıştır. Bilirkişi raporunda değer kaybı için seçenekli hesaplama yapılmış ve hükmün gerekçesinde kaza ve poliçe başlangıç tarihi dikkate alındığında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekine göre değerlendirme yapan seçeneğe itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteminde Anayasa Mahkemesi’nin E. 2019/40 ve K. 2022/40 sayılı ve 17.07.2020 tarihli kararına yer verilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararı ile KTK m. 90/1’de yer alan ve zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlara göre belirleneceğine yönelik hüküm iptal edilmiştir.
Yargıtay’ın kanun yararına bozma kararındaki en temel gerekçe, yerel mahkemenin karar tarihi gözetildiğinde Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle zarar ve zarar kapsamının KTK’nın ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi zorunluluğudur. Zira uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. Yargıtay uygulamasına göre değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup araçtaki değer kaybı belirlenirken aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2.el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne almaktadır.
Sonuç olarak Yargıtay, AYM’nin iptal kararı sonrasında verilen 06.10.2020 tarihli kararda bilirkişi raporunda Yargıtay uygulamasına göre hesaplama yapan seçenek yerine, genel şartlara göre hesaplama yapan seçeneğin hükme esas alınmasını doğru bulmayıp kararın kanun yararına bozulmasına karar vermiştir.
Yazar: Av. Doğa Can Altınözlü