Vergi Hukuku Mevzuatında Gelişmeler
1- Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (“GİB”) resmi internet sitesinde 16.04.2024 tarihinde, Kurumlar Vergisi Beyan Rehberi yayınlandı. Kurumlar Vergisi Beyan Rehberi ile Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, 2023 hesap döneminde elde ettikleri kurum kazançlarının vergilendirilmesine dair açıklamalara yer verilmiştir. Kurumlar Vergisi Beyan Rehberi kapsamında:
- Kurumlar vergisinin konusu ve mükellefleri,
- Kurumlar vergisinde muafiyet ve istisnalar,
- Kurum kazancının tespitinde yapılan indirim ve giderler,
- Kurumlar vergisinde zarar mahsubu,
- Kurumlar vergisinde mahsup ve iadeler,
- Vergiye uyumlu mükelleflere yapılan %5 indirim,
- Kurumlar vergisi oranı,
- Geçici verginin beyanı ve ödemesi,
- Kurumlar vergisinin beyanı ve ödemesi,
- Kurumlar vergisi beyanına ilişkin örneklere yer verilmiştir.
2- GİB’in resmi internet sitesinde 16.04.2024 tarihinde yapılan duyuru ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 51) Taslağı’nın (“Tebliğ Taslağı”) hazırlandığı duyurulmuştur. Tebliğ taslağına erişmek için bağlantıyı kullanabilirsiniz. Tebliğ taslağında özet olarak, yiyecek ve içecek hizmeti sunan yerlerde KDV oran uygulamasında yaşanan tereddütleri giderecek açıklamalar yapılmıştır. KDV oranlarında ise herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
- GİB tarafından aynı gün yayınlanan Yeme İçme Hizmetlerinde KDV Oranı Uygulamasına İlişkin Tebliğ Taslağı Hakkında Basın Açıklaması kapsamında ise, Tebliğ Taslağı’nın oluşturulma amacı açıklanmıştır.
- GİB Tebliğ Taslağı’nın oluşturulma amacını; gıda maddelerinde KDV oranı %1 iken, yeme içme sektöründe KDV oranının %10 olmasına rağmen yeme içme sektöründe bulunan bazı lokantaların oran farklılığını istismar etmesi olarak açıklamıştır. GİB; lokanta veya kafelerin, yeme içme hizmeti karşılığında %10 KDV hesaplaması gerekirken, bu hizmet yerine tıpkı bir market gibi et, su, meyve suyu gibi ürünleri satmış göstererek %1 oranında KDV hesaplayarak fiş veya fatura düzenlediğini tespit etmiş ve bu durumun önüne geçmek amacıyla Tebliğ Taslağı’nı yayınlamıştır.
3- GİB’in resmi internet sitesinde 18.04.2024 tarihinde, 29.03.2024 tarihli ve 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri / 65 başlıklı sirküler (“Sirküler”) yayınlanmıştır. Yayınlanan sirküler kapsamında, 2024 yılı birinci geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı %7,55 olarak belirlenmiştir.
4- Anayasa Mahkemesi (“AYM”) tarafından 19.04.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan karar kapsamında, 06.02.2023 tarihinde yaşanan deprem felaketi sonrasında 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ihdas edilen Ek Kurumlar Vergisi düzenlemesi Anayasa’ya uygun bulundu.
- AYM kararında özet olarak, Ek Kurumlar Vergisi düzenlemesinin vergilerin geriye yürümezliği ilkesine aykırı bir düzenleme olduğu kabul edilmiştir. Buna rağmen beklenmedik doğal felaketler, savaş ve seferberlik hali, siyasi, ekonomik ve sosyal krizler gibi toplumu temelden sarsabilecek olaylar nedeniyle yapılacak kanuni düzenlemelerle kanunların geriye yürütülmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir.
- Karara dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (AYM’nin 19.04.2024 tarihli ve 32522 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan E.2023/169, K. 2024/82 sayılı kararı)
Vergi Hukukunda Yargı Kararları
1- Danıştay 7. Dairesi’nin 22.03.2023 tarihli ve E. 2019/2202, K. 2023/1696 sayılı kararında, KDV mükellefiyeti bulunmayan kişiler açısından belgesiz mal bulundurduğunun sabit olmasına rağmen KVD mükellefiyeti olmamasından hareketle re’sen KDV tarhiyatı yapılamayacağı ve aleyhine vergi ziyaı cezası uygulanamayacağı hükme bağlanmıştır.
- Karara konu somut olayda; davacının sürücüsü olduğu araçta Emniyet Birimlerince yapılan aramada, bandrolsüz sigara bulundurulduğu tespit edilmiştir. Bu sebepten ötürü davacı adına takdir komisyonu kararına istinaden 2015 yılının Kasım dönemi için 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun (“ÖTVK”) 13. maddesinin 5. fıkrası kapsamında re’sen ÖTV tarhiyatı, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (“KDVK”) 9. maddesinin 2. fıkrası uyarınca re’sen KDV tarhiyatı yapılmış ve bir kat tutarında vergi ziyaı cezası uygulanmıştır. Ayrıca 2016 yılı için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (“VUK”) mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.
- Davacı söz konusu vergi ve cezaların iptali istemiyle dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, davacıya takdir komisyonu aşamasında belgelerini ibraz etmesi için gerekli olan 10 günlük sürenin tanınmadığını ve takdir komisyonunca yeterli inceleme yapılmadığını belirtmiştir. Ayrıca her ne kadar takdir komisyonunun TAPDK raporunu tarhiyata esas aldığını belirtmesine rağmen takdir komisyonu kararında bu hususa ilişkin bir bir ibareye yer verilmediği vurgulanmıştır. Son olarak TAPDK raporunun davacıya tebliği edilmemesi de savunma hakkını kısıtlayan bir sebep olarak görülmüştür. Sonuç olarak vergi ziyaı cezalı tarhiyatların hukuka aykırı olduğuna, vergi ziyaı cezalı ÖTV ve KDV vergilerinin iptaline, özel usulsüzlük cezalarının ise davalı idarece terkin edildiği anlaşıldığından davanın bu kısmının konusuz kaldığına karar verilmiştir.
- İstinaf incelemesinde ise ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır. İstinaf mahkemesi, Emniyet birimlerince yapılan yol kontrolünde kullandığı araçta bandrolsüz sigara taşıdığı tespit edilen davacının söz konusu sigaraların varlığından haberdar olduğunun kendi beyanıyla sabit olduğundan hareketle idarenin istinaf istemini kabul etmiştir ve davanın reddine karar vermiştir.
İstinaf kararını inceleyen Danıştay, ÖTV açısından istinaf mahkemesinin gerekçesiyle kararın bu kısmını onamıştır. - Buna karşılık KDV açısından farklı bir yoruma gidilmiştir. Danıştay KDVK m. 9 uyarınca, fiili ya da kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğunun veya belgesiz hizmet satın alındığının tespiti halinde, söz konusu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan KDV’nin belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften aranacağını vurgulamıştır. Dolayısıyla KDVK m. 9’da açıkça mükellef ifadesinin kullanılması karşısında belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan kişinin gelir ya da KDV açısından bir mükellefiyetin olmaması halinde ziyaa uğratılan KDV’nin bu kişiden aranması hukuken mümkün değildir.
Sonuç olarak; KDV mükellefi olmayan, bu nedenle hakkında fiili ya da kaydi envanter yapılması mümkün bulunmayan davacı adına re’sen tarh edilen KDV ve kesilen vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasında hukuki isabet görülmemiştir.
Hazırlayan:
Av. Doğa Can Altınözlü