Karar İncelemeleri

Vergi İncelemesi Devam Ederken Petrol Tesisi Hakkında 3. Kişiye Lisans Verilemeyeceğini Düzenleyen Kanun Hükmü İptal Edildi

Anayasa Mahkemesi (“AYM”) 02.10.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kararı ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“VUK”) m. 359’da düzenlenen suçların işlendiğinden bahisle vergi incelemesi yapılmaya başlanan gerçek veya tüzel kişinin faaliyet icra ettiği petrol tesisinde faaliyetini sona erdirmesi durumunda vergi incelemesi sonuçlanıncaya kadar aynı tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye lisans verilmeyeceğini düzenleyen 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu m. 20/g hükmünün iptaline karar verdi. AYM söz konusu düzenlemenin; tedbirin devam etmesinin gerekli olup olmadığı yönünde yetkili makamlara bir değerlendirme yapma imkanı tanımadığını ve orantısız bir sınırlama öngördüğünü vurgulamıştır. (AYM’nin 02.10.2024 tarihli ve 32680 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 27.06.2024 tarihli ve E. 2023/136, K. 2024/127 sayılı kararı)

Daha önceki tarihlerde de 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu (“5015 sayılı Kanun”) m. 20/g hükmünde yer alan ve özetle akaryakıt istasyonlarının sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerinden dolayı kapatılmasını ve lisansın geçici olarak durdurulmasını öngören bir başka düzenleme hakkında AYM tarafından iptal kararı verilmişti. AYM, kuralın lisans sahiplerine ağır bir külfet yüklediğini ve soruşturma ile kovuşturma aşamasında yeni ortaya çıkan durumlara göre tedbirin tekrar değerlendirilmesine imkan tanıyan bir düzenleme olmadığına dikkat çekmişti. AYM’nin 14.11.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan E. 2023/35, K. 2023/163 sayılı 28.09.2023 tarihli kararı ile iptal edilen kısma dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.

Akaryakıt istasyonlarının sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerinden dolayı faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasına yönelik hazırladığımız genel blog yazısına da bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.

İncelememize konu kararda yer alan ve iptali istenen 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu m. 20/g hükmünün ilgili kısmı ise şu şekildedir:

“Bu Kanuna göre lisansa tabi faaliyetler ile ilgili olarak, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinin (a) ve (b) fıkraları kapsamında; muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçları ile aynı maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin anılan Kanunun 367 nci maddesi uyarınca Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi ile birlikte durum, Kuruma da iletilir ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler geçici olarak durdurulur ve bu süre içerisinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. Kurum tarafından geçici durdurma işleminin kaldırılıp kaldırılmayacağı bu fıkrada yer verilen suçlarla sınırlı olmak üzere Cumhuriyet başsavcılığı veya mahkemelerden temin edilecek bilgilere göre altı ayda bir değerlendirilir. Ancak kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesi üzerine ya da mahkûmiyet dışında bir hüküm veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde kesinleşmesi beklenmeksizin Kuruma yargı merciince bildirilmesiyle veya sair suretlerle Kurumca ıttıla edilmesi durumunda geçici durdurma işlemi Kurum tarafından kaldırılır. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Bu bent kapsamında kalan fiillere ilişkin olarak verilen idari para cezaları ödenmediği müddetçe lisansa konu tesis için lisans verilmez.”

İptal isteminde özetle; itiraz konusu kuralla vergi kaçakçılığı incelemesine tabi tutulan gerçek veya tüzel kişinin petrol piyasasına ilişkin faaliyetlerini icra ettiği tesiste faaliyette bulunmak isteyenlerin teşebbüs özgürlüğünün; petrol piyasasına ilişkin faaliyetin yapıldığı tesisin malikinin ise mülkiyet hakkının ölçüsüz şekilde sınırlandığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 13., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

AYM öncelikle iptal istemine konu kuralın anlam ve kapsamını belirlemiştir. İptal istemine konu kuralda özetle; petrol piyasasında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“VUK”) m. 359/a fıkrasında belirtilen muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçunun, (b) fıkrasında belirtilen belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçunun ve aynı maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlenmesi suretiyle gerçekleşmesi muhtemel vergi kaybının önlenmesine yönelik tedbirler düzenlenmiştir. İptal istemine konu kuralda, VUK m. 359 kapsamındaki suçlara ilişkin vergi incelemesi sonuçlanıncaya kadar incelemeye konu suçlarında uhdesinde meydana geldiği düşünülen tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye lisans verilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

İptal istemine konu kural kapsamında, anılan vergi kaçakçılığı suçlarının işlenip işlenmediğine yönelik olarak yapılan vergi incelemesi sürecine ilişkin bir tedbir öngörülmektedir. Buna göre hakkında vergi incelemesi yapılmaya başlanan gerçek veya tüzel kişinin faaliyet icra ettiği tesiste faaliyetini sona erdirmesi durumunda vergi incelemesi sonuçlanıncaya kadar aynı tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye lisans verilmeyecektir.

AYM iptal istemini, Anayasa’nın 48. maddesinde düzenlenen teşebbüs özgürlüğü kapsamında değerlendirmiştir. AYM’ye göre kural ile vergi incelemesinin sağlıklı bir biçimde yürütülmesi suretiyle vergi kaybının ve suç işlenmesinin önlenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Vergi kaybının ve suç işlenmesinin önlenmesinin Anayasa’nın 48. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen sosyal amaçlar kapsamında değerlendirilebileceği açıktır. Bu itibarla kuralla teşebbüs özgürlüğüne müdahalede bulunulmasının anayasal açıdan meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmıştır. Ancak sınırlamanın meşru bir amacının bulunması yeterli olmayıp ölçülü olması da gerekmektedir.

Hakkında vergi kaçakçılığı incelemesi yapılan işletmenin faaliyette bulunduğu tesiste inceleme sonuçlanıncaya kadar aynı tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye lisans verilmemesine yönelik tedbirin, vergi incelemesinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi suretiyle suç işlenmesi ile vergi kaybının önlenmesi amacına ulaşılması bakımından elverişli olmadığı söylenemez.

Buna rağmen itiraz konusu kural ile öngörülen tedbirin vergi incelemesi yapılan tesiste ekonomik faaliyetlerin belli bir süreyle durmasına neden olacağından ağır bir sınırlama olduğu açıktır. Ayrıca, iptal istemine konu kuralın orantılı olup olmadığı da değerlendirilmiştir. 5015 sayılı Kanun’da kuralla öngörülen tedbirin vergi incelemesi aşamasında gözden geçirilmesine imkan tanıyan bir düzenleme bulunmamaktadır. Diğer bir ifadeyle vergi incelemesi aşamasında değişen şartlara göre anılan tedbirin devam etmesinin gerekli olup olmadığı yönünde yetkili makamlara bir değerlendirme yapma imkanı tanınmadığı gibi tedbire muhatap olan taraflara da tedbirin gözden geçirilmesi hususunda talepte bulunma hakkı sağlanmamaktadır. Bu yönüyle de kural Anayasa’ya aykırıdır.

Sonuç olarak itiraza konu kuralın iptaline karar verilmiş olup kararın, yayım tarihinden başlamak üzere 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.

 

Hazırlayan:

Av. Doğa Can Altınözlü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir