AYM, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (“CMK”) kaçak konumdaki sanıklar hakkında yargılama yapılabileceğini ancak daha önce sorgusu yapılmamışsa mahkumiyet kararı verilemeyeceğini düzenleyen 247. maddenin 3. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi. AYM’nin 10.05.2023 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan kararında itiraza konu kuralın, adil yargılanma hakkına
ölçüsüz bir sınırlama getirdiğini hükme bağlamıştır (10.05.2023 tarihli sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan 2/3/2023 tarihli ve E.2022/145 sayılı başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi Kararı).
Uyuşmazlık AYM’nin önüne Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından itiraz yoluyla getirilmiştir. İtiraz eden Asliye Ceza Mahkemesi özetle; iptali istenen hükmün sanığın yokluğunda kovuşturma yapılmasına imkan tanıdığı ve bunun da duruşmada hazır bulunma ve dolayısıyla adil yargılanma haklarını sınırladığı öne sürülmüştür. Buna ilaveten, sorgusu yapılmamış kaçak sanık hakkında mahkumiyet haricinde ceza verilmesine yer olmadığı kararı veya güvenlik tedbirlerinin uygulanması kararı verilebileceğinin öngörüldüğü, mahkumiyet dışındaki bu kararların sanığın hukuki sorumluluğunun devam etmesine ve kişinin dezavantajlı duruma düşürülmesine neden olduğu ileri sürülmüştür. İptali istenen kanun hükmü şu şekildedir:
“Kaçak sanık hakkında kovuşturma yapılabilir. Ancak, daha önce sorgusu yapılmamış ise, mahkumiyet kararı verilemez.”
AYM’ye göre itiraz konusu kural; kaçak sanık hakkında kovuşturma yapılabileceğini, iddianamenin kabulü ile başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evrede kovuşturma yürütülebileceğini ve sorgusu yapılmamış sanık hakkında mahkumiyet harici diğer tüm kararların verilebileceğini öngörmektedir.
Uyuşmazlığın esasını değerlendiren AYM, itirazı Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirmiştir. Adil yargılama hakkına dair temel açıklamalar yapıldıktan sonra ceza muhakemesinde adil yargılanma hakkının görünümlerine yer verilmiştir. AYM bu noktada, ceza muhakemesinin nihai amacı olan maddi gerçeğe ulaşılabilmesi için sanığın bir kısım
muhakeme işlemleri gerçekleşirken hazır bulunmasının hem bir hak hem de bir yükümlülük olduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda tek başına sanığın duruşmalarda bulunmaması veya kaçak olmasının ve buna rağmen hüküm kurulmasının tek başına adil yargılanma hakkını ihlal etmeyeceği vurgulanmıştır. Buna karşılık sanığın suç isnadına ilişkin olarak yeterince bilgilendirilmediği durumlarda, hukuken geçerli bir
tebliğ yapılmış olsa dahi, yokluğunda verilen hükme karşı ilk derece mahkemesi veya kanun yolunda yeni bir değerlendirme hakkım talep edememesi adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil edecektir.
Bu açıklamalardan sonra AYM itiraz konusu kuralın esasen, kaçak sanığın duruşmada kasten hazır bulunmaması sebebiyle gerçekleşecek yersiz gecikmelerin önüne geçilmesini ve mahkumiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılması halinde yargılamaların bir an önce sonlandırılmasını amaçlandığını belirtmiştir. Buna ilaveten, kaçak sanığın, hakkındaki soruşturma veya kovuşturmayı öğrenmesi ve bu suretle duruşmada hazır bulunma hakkını kullanabilmesi için yeterli güvencelere yer verildiği ve sanığın kendisinden kaynaklanmayan bir sebeple kaçak konumuna düşmesi halinde ise usul işlemlerinin tekrarlanabilmesine dair temel güvencelerin CMK’da düzenlendiği açıklanmıştır.
Mahkeme tarafından sorgusu yapılmayan kaçak sanığın eylemi veya suçu işlediğinin tespit edildiği hallerde kurulan mahkumiyet dışındaki hüküm nedeniyle sanık başka yönlerden dezavantajlı konuma da düşebilmektedir. Tam da bu sebeple, hakkında ceza verilmesine yer olmadığı veya güvenlik tedbiri uygulanması gibi mahkumiyet dışında aleyhe sonuçlar doğuran kararlara karşı, kaçak olması kendisinden kaynaklanmayan sanığın herhangi bir usuli güvencesi olup olmadığı da sorgulanmıştır. AYM bu noktada, kaçak sanığın bu tipteki kararlara karşı yargılamadan kaçmadığını ve/veya duruşmada hazır bulunma hakkından feragat etmediğini öne sürerek yeniden değerlendirme yapılmasına dair bir güvencesinin olmadığını tespit etmiştir. Tam da bu sebeple, herhangi bir şekilde güvenceden
yoksun olarak sanığın sorgusu yapılmaksızın mahkumiyet haricinde sanığı dezavantajlı duruma düşürebilecek nitelikte kararlar verilmesine imkan tanıyan kural Anayasa’ya aykırı bulunmuştur.
Sonuç olarak, daha önce sorgusu yapılmayan kaçak sanık hakkında mahkumiyet haricindeki diğer kararların verilmesine olanak sağlayan kanun hükmü iptal edilmiştir. Söz konusu iptal kararı, Resmi Gazete’de yayınlandığı tarih olan 10.05.2023’ten 9 ay sonra yürürlüğe girecektir.
Hazırlayanlar:
Av. Doğa Can Altınözlü
Stj. Av. Gazi Barış Yıldırım