Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu (“Danıştay İBK”), tam yargı davalarında değer artırımında bulunulması halinde dava dilekçesinde talep edilen miktar için hangi tarihten itibaren faize hükmedilecekse, artırılan miktara da aynı tarihten itibaren faize hükmedilmesine yönelik içtihatları birleştirme kararı vermiştir. (Danıştay İBK’nın 16.04.2025 tarihli ve 32872 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan E. 2021/5, K. 2024/2 sayılı kararı)
İçtihatları birleştirme kararına konu uyuşmazlık; tam yargı davalarında, dava dilekçesi ile talep edilen miktarın yargılama sürecinde artırılması talebinde bulunulması halinde, artırılan kısma yönelik olarak hangi tarihten itibaren faiz işletileceği hususunda, Danıştay daireleri arasında süregelen içtihat farklılıklarıdır.
Bilindiği üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (“İYUK”) m. 16/4 hükmü uyarınca tam yargı davalarında, dava açılışında davacının talep ettiği maddi tazminat miktarının dava devam ederken bir kereliğine artırılması mümkündür. Uygulamada değer artırımı olarak anılan bu yöntem ile davacının uğradığı zarar miktarı yargılama esnasında tam olarak belirlendikten sonra talep edilen tazminat miktarı artırılmaktadır.
Danıştay daireleri arasında ise, davacı tarafından değer artırımı yapıldıktan sonra faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi konusunda içtihat farklılıkları bulunmaktadır. Özellikle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun (“Danıştay İDDK”) içtihatlarında; davacının dava değerini değer artırım dilekçesiyle artırması halinde dahi hükmedilecek tazminata dava tarihinden veya idarenin temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği karara bağlanmaktadır. Danıştay İDDK bu görüşünü, davacılar tarafından tazminat miktarının dava açılışı esnasında tam olarak bilinemeyeceği buna karşılık uğranılan zararın olay tarihinde doğduğu görüşüne dayandırmaktadır. Danıştay İDDK’ya göre mahkemece yapılan yargılama esnasında davacılar sadece zarar miktarlarını tam olarak öğrenmektedir. Başka bir deyişle zarar yargılamadan önceki olay tarihinde doğduğu için değer artırım tarihinden itibaren faiz işletilmesi hukuka aykırı olacaktır. Danıştay İDDK bu sebeple, değer artırımı yapılsa dahi hükmedilecek tüm tazminat miktarına, temerrüt tarihinden veya dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini karara bağlamaktadır.
Buna karşılık Danıştay 2., 6. ve 8. Daireleri tarafından aksi yönde kararlar verilmektedir. Anılan daireler; değer artırım dilekçesi ile talep edilen miktara değer artırım dilekçesinin mahkeme kayıtlarına girdiği veya idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini karara bağlamaktadır.
Danıştay İBK ise uyuşmazlığın, miktar artırımında bulunulması halinde dava dilekçesinde talep edilen miktar için hangi tarihten itibaren faize hükmedilecekse, artırılan miktara da aynı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği yönünde gidermiştir.
Danıştay İBK, davacının dava açmaktaki iradesinin başından itibaren gerçek zararının tazmini olduğunu vurgulamıştır. Dolayısıyla bu irade, dava açarken belirsiz olan kısmı da kapsamaktadır. Davacı dava açarken talep edeceği miktarı çeşitli sebeplerle belirleyemediği için, belirsiz kısımla ilgili miktarı talep etmeyi, yargılamada gerçek zararı belirleninceye kadar ertelemektedir.
Danıştay İBK ayrıca, dava dilekçesiyle talep edilen miktara yürütülecek faizin başlangıç tarihinin, miktar artırımı dilekçesi ile artırılan tutar için de geçerli olduğunun kabulünün hak arama hürriyetini de ihlal edeceğini vurgulamıştır.
Sonuç olarak uyuşmazlık, miktar artırımında bulunulması halinde dava dilekçesinde talep edilen miktar için hangi tarihten itibaren faize hükmedilecekse, artırılan miktara da aynı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği yönündeki içtihatlara uygun olarak çözümlenmiştir.
17.04.2025
Hazırlayan:
Av. Doğa Can Altınözlü