Anayasa Mahkemesi, 5237 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (“CMK”) sanığın yokluğu halinde toplanan delillere göre mahkumiyet dışında bir karar verilmesini düzenleyen 193. maddesinin 2. fıkrasını iptal etti. AYM, 08.09.2022 tarihli ve E. 2021/118, K. 2022/98 sayılı
kararı ile söz konusu hükmün savunma hakkını ve dolayısıyla adil yargılanma hakkı üzerinde ölçüsüz bir müdahale teşkil ettiğini belirterek hükmün iptaline hükmetmiştir.
Hatay 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen bir davada mahkeme, ilgili hükmün Anayasanın adil yargılanma hakkını düzenleyen 36. maddesine ve masumiyet karinesini düzenleyen 38. maddesine aykırı olduğu iddiasıyla itiraz yoluna başvurmuştur. Asliye Ceza Mahkemesi’ne göre, sanığın yokluğunda verilecek mahkumiyet hükmü dışındaki kararlardan olan ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi kararları esasen fiilin ya da suçun işlendiğinin sabit olması halinde verilen kararlardır. Sanığın yokluğunda verilen bu kararlar sanığın sorgusu yapılmadan verildiği için adil yargılanma hakkı ve masumiyet karinesini ihlal etmektedir.
İtiraz başvurusu üzerine AYM öncelikle kuralın anlam ve kapsamını değerlendirmiştir. CMK’nın 193. maddesinin 2. fıkrası esasen sanığın yokluğu halinde hüküm verilememesine yönelik ana kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Kanun hükmüne göre, toplanan delillere göre
sanık hakkında mahkumiyet dışında bir hüküm verilmesi kanısında olan mahkeme sanığın yokluğunda hüküm verip davayı bitirebilir.
İşin esasını değerlendirmeye geçen AYM, öncelikle sanık hakkında mahkumiyet hükmü dışında verilebilecek diğer kararlara değinmiştir. CMK m. 223 kapsamında mahkumiyet hükmü haricinde verilecek kararlar ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi, davanın reddi, düşme ve beraat kararlarıdır. AYM sayılan kararlar arasında yer alan güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi veya ceza verilmesine yer olmadığı yönündeki kararlarda, esasen sanığın isnat edilen fiili işlediğinin sabit olabileceğini belirtmiştir. AYM’ye göre, söz konusu kararlar mahkumiyet hükmü gibi sonuç doğurmamakla beraber sanığın hukuki sorumluluğunun devamına ve başka yönlerden dejavantajlı konuma düşmesine sebep olmaktadır. Bu bağlamda sanığın sorgusu yapılmaksızın davanın bitirilmesine ve hüküm verilmesine izin veren söz konusu kuralın, adil yargılanma hakkına ölçüsüz müdahale teşkil ettiğine hükmedilmiştir.
Sonuç olarak AYM, itiraza konu kuralın Anayasanın 36. maddesi kapsamında adil yargılanma hakkına aykırı olduğuna ve iptaline hükmetmiştir. İptal kararı, Resmi Gazete’de yayımlanma tarihi olan 04.10.2022’den 6 ay sonra yürürlüğe girecektir. (04.10.2022 tarihli ve 31973 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 08.09.2022 tarihli ve E. 2021/118, K. 2022/98 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı)