Vergi ceza indirimini düzenleyen, Vergi Usul Kanunu’na 08.04.2022 tarihli ve 7394 sayılı Kanun’un 6. Maddesiyle eklenen geçici 34. Maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin, Anayasa’nın 10. Ve 36. Maddeleri olan Kanun önünde eşitlik ve Hak arama hürriyetine aykırılığı ileri sürerek iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. İtiraz gerekçesi olarak, geçici madde ile birlikte etkin pişmanlık kurumunun amacından sapılarak dava açanla açmayanın farklılaştığı hususu gösterilmiştir.
Anayasa mahkemesi söz konusu kuralın Anayasanın 13., 35. Ve 40. Maddelerine aykırı olduğuna ileri sürerek iptali yönünde karar verdi.
İptali istenen kural şöyledir:
“Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir. Bu fıkrada belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.”
Söz konusu maddeye ilişkin iki farklı itiraz yapılmıştır. İtiraza ilişkin dosyalardan biri kovuşturma aşamasında olup inceleme, maddede geçen “kovuşturma” ibaresine yönelik yapılmıştır. Diğer dosyada ise hüküm verilip kesinleştiğinden inceleme maddede geçen “infaz” ibaresi yönünden yapılmıştır. Anayasa mahkemesince iki itiraz arasındaki hukuki irtibat nedeniyle dosyaların birleştirilerek incelenmesine karar verilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 359. Maddesi vergi kaçakçılığı suçları ve cezalarını düzenlemektedir. İlgili maddede düzenlenen suçları işleyenlerin, itiraz konusu kuralda belirtilen ceza indiriminden yararlanmaları için, vergi mahkemesinde dava açılmamış olamamaları, açmışlarsa da feragat etmeleri , kanun yollarına başvurmamaları veya başvurmuşlarsa da vazgeçmeleri şart olarak öngörülmüştür.
Anayasa Mahkemesi kararına göre iptali istenen maddedeki indirimden yararlanabilmek için, kovuşturma aşamasındaki dosyalar bakımından, vergi ve diğer borçların ödenmesi ve bunların dava konusu yapılmaması gerekmektedir. İnfaz aşamasındaki dosyalar bakımından ise, hükmedilen ceza miktarı azaltılarak özel af imkanı getirilmiştir. Anayasa mahkemesi, aftan yararlanmanın koşula bağlanması durumunun Anayasa’ya engel olmadığını belirtmiştir.
Karara göre, devletin daha önce tahsil edilen vergi ve diğer kalemlerin iadesine veya idari ya da yargısal yollarda uyuşmazlık konusu yapılmasına izin vermemesi mülkiyet hakkının barışçıl kullanımına yönelik sınırlama oluşturacaktır. Mülkiyet hakkının sınırlanması
doğrudan anayasaya aykırılık oluşturmayacaktır. Anayasanın 35. Maddesine göre mülkiyet hakkı sınırlanabilen haklardandır.
Anayasa mahkemesine göre, iptali istenen kararla kovuşturma aşaması yönünden etkin pişmanlıktan, infaz aşaması yönünden ise özel aftan yararlanmanın şartlarından biri düzenlenmiştir.
İptali istenen kuralı da içeren geçici 34. Maddeyle, pişmanlık ve ıslah ile etkin pişmanlık kurumları kanun makamlarının vergi kaçakçılığı suçunun işlendiğini haber almalarından önceki evreden ko\ruşturma evresinin sonuna kadar geçen süreçte başvurulabilecek imkanlar olarak öngörülmüştür. Söz konusu madde evresini de kapsamı içine almıştır.
Mahkemenin yapmış olduğu incelemede, dava konusu kuralı da içeren geçici 34. madde ve etkin pişmanlıkla ilgili esas düzenlemeyi yapan 359. Maddede muhatabın katlanmak durumunda kaldığı aşırı külfeti azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik idari ve/veya yargısal başvuru yolu biçiminde bir telafi mekanizmasının öngörülmediği anlaşılmıştır. Ayrıca, geçici 34. madde ödemelerin kaynağını vergi kaçakçılığı suçuna ilişkin fiillere bağladığından bu suça ilişkin yargılamada ceza mahkemesinin yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması gerekçesiyle verdiği beraat kararının kamu makamları tarafından şüphesiz dikkate alınması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Anayasa mahkemesi, yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu kuralın, Anayasa’nın 13., 35. Ve 40. Maddelerine aykırı olduğuna ileri sürerek iptali yönünde karar vermiştir.