Anayasa Mahkemesi, 15.11.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kararı ile özel şirkette çalışan işçinin (“Başvurucu”) aynı işyerinde çalışan bir başka işçiye, şirketin verdiği telefon üzerinden gönderdiği mesajların içeriğinde yer alan ifadelerden ötürü iş akdinin feshedilmesini özel hayata saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlali olarak kabul etti (15.11.2022 tarihli ve 32014 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, Anayasa Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2019/25604 Başvuru Numaralı kararı).
Bireysel başvuruya konu somut olayda, işveren tarafından, başvurucu ile aynı şirkette çalışan dava dışı 3. kişiye işverence verilen cep telefonu incelenmiştir. İnceleme neticesinde elde edilen dava dışı 3. kişi ile başvurucu arasındaki konuşmaların şirket çalışanları hakkında rahatsız edici, yine şirket çalışanlarına hakaret içerikli ifadeler içermesinden dolayı başvurucunun iş akdi feshedilmiştir.
Başvurucu işe iade istemiyle İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesinde dava açmıştır. Başvurucunun temel iddiası, şirketin verdiği telefonların çalışanlarca özel hayatlarında da kullanıldığı ve dolayısıyla telefonlar üzerinden yapılan yazışmaların kişisel veri olarak kabul edilmesi gerektiğidir. İşveren ise anılan mesaj içeriklerinin rahatsız edici ve hakaret içerikli olduğundan hareketle feshin haklı olduğu yönündedir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı yapılan istinaf başvurusu sonucunda da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesi kararını kaldırmış ve davayı kesin olarak reddetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi, mesaj içeriklerinin çalışma barışını bozabilecek ve iş ilişkisini olumsuz etkileyecek nitelikte olmasıdır. İstinaf merci buna ilaveten, işverence düzenlenen “İletişim Araçları Politikası” başlıklı belgede işçilere verilen iletişim araçlarının özel amaçlı haberleşme için kullanılmaması gerektiğinin düzenlendiğini belirtmiştir.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunan başvurucu, sırasıyla feshe dayanak yazışmaların fesih bildirimine eklenmediğini, mesaj içeriklerinin hukuka aykırı ele geçirildiğini ve kişisel veri niteliğinde olduğunu, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
Özel hayata saygı ve haberleşme hürriyetinin içeriğini açıklayan Anayasa Mahkemesi, işyerindeki iletişim araçlarının kullanılmasından doğan uyuşmazlıklarda işçinin temel hak ve özgürlükleri ile işverenin menfaatlerinin dengelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu bağlamda işin etkin yürütülmesi, verimliliğin ölçülmesi, güvenlik endişeleri gibi meşru görülebilecek nedenlerle işverenin yönetim yetkisi kapsamında iletişim araçlarını denetleme yetkisi mevcuttur. Buna karşın iletişim araçları işverene ait olsa ve işyerinde kullanılsa dahi işverenin mutlak ve sınırsız bir denetim yetkisi bulunmamaktadır. Nitekim işveren, yapacağı denetimlerde işçinin temel hak ve özgürlüklerini korumakla yükümlüdür.
İlkeleri somut olaya uygulayan AYM, işten ayrılan dava dışı 3. kişinin telefonu üzerinde yapılan incelemede başvurucu ile arasındaki mesajlara erişildiğini tespit etmiştir. Buna ilaveten işverence söz konusu iletişim araçlarının “İletişim Araçları Politikası” uyarınca denetlenebileceği yönelik iddiaya da itibar edilmemiştir. Nitekim ilgili belgede, inceleme ve denetleme yetkisi ile bunun sınırları açıkça düzenlenmemiş ve bu belgenin işçiye bildirilip bildirilmediği tartışılmamıştır. AYM, başvurucunun mesajlaşmalarının kendisine ait telefondan elde edilmediğine de dikkat çekmiştir. Nitekim feshe dayanak mesajlar, dava dışı 3. kişinin telefonu üzerinde “müşteri iletişim bilgilerine” erişmek amacıyla yapılan incelemede tespit edilmiştir. Bu durumun, başvurucunun özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğinin korunmasındaki makul beklentisine aykırı olduğuna hükmedilmiştir. Aynı zamanda mesajların incelenmesine yönelik işverenin aydınlatma yükümünün yerine getirilip getirilmediğinin derece mahkemesince araştırılmaması da bir diğer ihlal sebebidir.
Sonuç olarak AYM, başvurucunun özel hayata saygı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Yazar: Av. Doğa Can Altınözlü & Av. Süha Uslu