Vergi Hukuku Mevzuatında Gelişmeler
1- Gelir İdaresi Başkanlığı (“GİB”) tarafından İzaha Davet Uygulaması Rehberi yayınlanmıştır. İzaha davet uygulaması; bilgi, belge, bulgu ve verilerden hareketle yapılan analizler neticesinde tespit edilen konular kapsamında, vergi ziyaına neden olma ihtimalleri bulunan mükellefler hakkında yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitlerle ilgili olarak aynı merciler tarafından mükelleflerden açıklama talep edilmesidir. GİB tarafından yayınlanan rehberde ise özetle:
- İzaha davet uygulamasının kapsamı,
- İzaha davet uygulamasının mükelleflere sağlayacağı faydalar,
- İzaha davet uygulamasının ön tespiti ve şartları,
- İzahın değerlendirilmesi sonucunda yapılacak işlemler,
- Hangi konularda izaha davet uygulamasının yapılabileceği,
- İzaha davet kapsamında verilecek beyannamelerde yapılacak işlemler hakkında açıklamalara yer verilmiştir.
2- GİB tarafından yayınlanan sirküler ile 2025 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı % 16,60 olarak tespit edilmiştir.
3- Vergi alanında önemli değişiklikler içeren Kanun Teklifi TBMM’ye sunuldu. Kanun teklifi metnine erişmek için bağlantıyı Kanun Teklifi ile özetle:
- Mesken kira geliri istisnasının daraltılması yönünde düzenlemeler yapılması öngörülmektedir.
- Kiraya verilen konutların iktisabı için kullanılan kredi faizlerinin kira gelirinin tespitinde gider olarak indirilmesi uygulaması sona ermektedir.
- Tapu harçlarının eksik beyan edilmesi halinde uygulanacak vergi ziyaı cezasında artırım yapılmaktadır.
- Araç satış işlemlerinde nispi harç uygulamasına geçilmektedir.
- Gelir vergisi açısından 4. geçici vergilendirme uygulamasına geri dönülmektedir
- Bazı sektörlerde uygulanan işletme ruhsatı harç uygulamasının kapsamı sektör yönünden genişletilmekte ve uygulamanın yıllık olması öngörülmektedir.
- Kanun Teklifine dair hazırlamış olduğumuz çalışmaya bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.
Vergi Hukukunda Yargı Kararları
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz yargı kararı aşağıda özetlenmiştir:
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun (“VDDK”) 26.04.2024 tarihli kararında; şirket ortağının hisse devrinden sonraki döneme ait vergi borçlarından sorumlu tutulduğu ödeme emirlerine karşı açılan davalarda da 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“VUK”) kapsamında düzeltme ve şikayet yoluna başvurulabileceğine ve hisse devrinden sonraki döneme ait vergi borçlarından sorumlu tutulma halinin mükellefin şahsında hata olduğuna hükmetmiştir.
- Karara konu somut olayda, limited şirkete ait vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde yer alan borçlardan sorumluluğu bulunmadığını iddia eden davacı, düzeltme şikayet başvurusunda bulunmuştur. Başvurunun reddi üzerine iptal davası açılmıştır.
- İlk derece mahkemesi, VUK’ta düzenlenen düzeltme şikayet yolunun, kamu alacaklarının güvenceye bağlanması yahut tahsili amacıyla tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan işlemleri kapsamadığını belirtmiştir. Ödeme emri ve haciz işlemleri kamu alacağı niteliğini kazanmış vergi ve cezaların tahsili amacıyla vergi idarelerinin tahsilat aşamasında düzenlediği işlemlerdendir. Buradan hareketle davacının ileri sürdüğü iddialar ancak ödeme emrine karşı süresinde açılan davalarda incelenebilecek olup düzeltme şikayet başvurusu ile vergi borcundan sorumlu olunmadığı yönünde iddiaların dava konusu edilmesi mümkün değildir. İlk derece mahkemesi bu sebeple davayı reddetmiştir.
- Bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu ise kabul edilmiştir. İstinaf merci özetle, amme alacaklarının doğduğu zamanın, davacının şirket ortaklığı sıfatının sona erdiği tarihten sonraya denk gelmesi sebebiyle “şahısta hata” yapıldığını belirtmiş ve bu durumun düzeltme şikayet kapsamında incelenebileceğini belirtmiştir. İstinaf merci başka bir deyişle, ödeme emrine karşı süresinde dava açılmasa dahi, şahısta hata sebebiyle ödeme emrinde yer alan amme alacaklarının düzeltme şikayet yolu ile düzeltilebileceğini belirtmiştir.
- Bu karara karşı davalı idare tarafından yapılan temyiz başvurusu neticesinde Danıştay, ilk derece mahkemesi kararına paralel olarak istinaf mercinin kararını bozmuştur.
- İstinaf mercinin ısrar kararı üzerine uyuşmazlık VDDK önüne gelmiş olup VDDK da istinaf mercinin ısrar gerekçesine paralel olarak, ödeme emrine karşı süresinde dava açılmasa dahi, şahısta hata sebebiyle ödeme emrinde yer alan amme alacaklarının düzeltme şikayet yolu ile düzeltilebileceğini belirtmiştir. (VDDK’nın 26.04.2024 tarihli ve E. 2022/1003, K. 2024/390 sayılı kararı)
Güncel Özelgeler
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz güncel özelge hakkında aşağıda açıklamalara yer verilmiştir:
İzmir Defterdarlığı tarafından verilen özelgede; avukatlık faaliyetine ilaveten arabuluculuk faaliyetiyle de iştigal edileceğinden bahisle arabuluculuk faaliyeti kapsamında mükellefiyet tesisi öncesinde alınan “Hukuk Uyuşmazlıkları ve Arabuluculuk” eğitimine ilişkin giderlerin serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.
- Vergi idaresi, serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilecek giderler arasında mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderlerin yer aldığını belirtmiştir. Söz konusu genel giderlerin serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması gerekmektedir.
- Buna ilaveten, aynı takvim yılı içerisinde mükellefiyet tesis ettirilmeden önce alınan eğitime ait giderlerin işe başlanılmasını müteakip VUK’ta yer alan süreler içerisinde yasal defterlere kaydedilmesi halinde, giderlerin serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
- Ayrıca konuya, eğitim giderlerinin KDV açısından indirim hakkı doğurup doğurmadığı ekseninden de yaklaşılmıştır. Vergi idaresi bu noktada da Katma Değer Vergisi Kanunu’nda vergi indirim hakkından yararlanılabilmesi için faaliyetle ilgili mal ve hizmet alımlarının mükellefiyet tesis ettirilmesinden önce veya sonra yapılması gibi bir düzenleme bulunmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla, mükellefiyet tesisinden önce satın alınan mal ve hizmetler ile diğer giderlere ait olan belgelerin, işe başlanılmasını müteakip VUK uyarınca öngörülen sürede yasal defterlere kaydedilmesi ve vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, katma değer vergisi tutarlarının genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılması mümkündür. (İzmir Defterdarlığı’nın E-84098128-120[94-2022/11]-134083 sayılı özelgesi)
24.10.2025
Hazırlayan:
Av. Doğa Can Altınözlü