Vergi Hukuku Mevzuatında Gelişmeler
1- Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanan 10380 sayılı Karar ile gerçek usulde vergilendirilecek mükelleflerin kapsamında değişikliğe gidilmiştir. Buna göre Büyükşehir belediyesi olan illerde, bir önceki takvim yılının son günü itibarıyla Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan son verilere göre nüfusu 30.000’i geçmeyen ilçeler hariç olmak üzere:
- Her türlü emtia imalatı ile uğraşanlar,
- Her türlü emtia alım-satımı ile uğraşanlar (Münhasıran bir işyeri açmaksızın gezici olarak veya pazar takibi suretiyle perakende emtia alım-satımı ile uğraşanlar hariç)
- İnşaat ile ilgili her türlü işlerle uğraşanlar,
- Motorlu taşıtların her türlü bakım ve onarım işleriyle uğraşanlar,
- Lokanta ve benzeri hizmet işletmelerini işletenler,
- Eğlence ve istirahat yerlerini işletenler,
- Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunanlar, 01.01.2026 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilecektir.
2- Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanan 10381 sayılı Karar ile 09.09.2025 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yurtdışı çıkış harcı 1.000 TL olarak belirlenmiştir.
3- Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayınlanan Tebliğ ile ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatlar dolayısıyla kesinleşen vergi ve cezalar ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezaların kamuya açıklanmasına ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Tebliğ uyarınca:
- Her bir vergi dairesine 5.000.000 TL ve daha fazla borcu olan veya bu tutar ve üzerinde kesinleşen vergi ve cezası bulunan mükelleflerin kamuya açıklanması kararlaştırılmıştır.
Vergi Hukukunda Yargı Kararları
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz yargı kararı aşağıda özetlenmiştir:
- Danıştay 7. Dairesi kararında, vergi alacağının doğduğu dönemde yalnızca bankacılık işlerini takip etmek üzere sınırlı bir şekilde işlem yapma yetkisi verilen davacının Vergi Usul Kanunu kapsamında şirket borçlarından sorumlu kanuni temsilci olarak nitelendirilemeyeceğine ve aleyhine kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenemeyeceği karara bağlanmıştır. (Danıştay 7. Dairesi’nin 21.03.2023 tarihli ve E.2022/3483, K.2023/1612 sayılı kararı)
Diğer Hukuk Alanlarında
Önemli Mevzuat Değişiklikleri ve Yargı Kararları
1- Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından verilen içtihadı birleştirme kararında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kapsamında düzenlenen rekabet yasağına aykırılık hallerinde açılacak davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu karara bağlanmıştır. (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 33015 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2023/1 E. 2025/3 K.ve 13.06.2025 tarihli kararı)
2- Anayasa Mahkemesi (“AYM”), davaların birleştirilmesine ilişkin hükümleri düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 166/1’de yer alan ve davaların birleştirilmesine yönelik düzenlemeler içeren hükmün iptaline karar verdi. İptal edilen hükümde özetle; ikinci davanın açıldığı mahkemenin, davaların ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilmesine yönelik karar verebileceğini ve bu kararının ilk davanın açıldığı mahkemeyi bağlayacağını düzenlemekteydi. AYM anılan hükmün, kanuni hakim güvencesine aykırı olduğundan bahisle iptaline karar vermiştir. (AYM’nin 33028 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2024/237 E. 2025/137 K. sayılı kararı)
3- AYM, alacağın geç ödenmesi nedeniyle enflasyon karşısında değer kaybına uğradığı durumlarda açılan munzam zarar davaları yönünden önemli bir karara imza attı. AYM, munzam zarar davaları yönünden yerleşik bir içtihat bulunmadığından bahisle bu davaların etkili bir başvuru yolu olmadığına karar verdi. Ayrıca bu durumun, gereken yapısal sorunların kanuni düzenleme ile çözülmesi amacıyla TBMM’ye bildirilmesine ve benzer nitelikteki bireysel başvuruların incelenmesinin ertelenmesine karar verildi. Karara dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (AYM’nin 29.09.2025 tarihli ve 33032 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 08.07.2025 tarihli ve 2024/41763 başvuru numaralı kararı)
4- AYM, ceza mahkemesinin vermiş olduğu mahkumiyet kararının sanığa tebliğ edilmeden müdafine tebliğ edildiği ve müdafinin de yasal süre içerisinde temyiz başvurusunda bulunmadığı hallerde, karardan sonradan haberdar olan sanığın temyiz talebinin süre yönünden reddedilmesini hak ihlali saydı. (AYM’nin 30.09.2025 tarihli ve 33033 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 14.01.2025 tarihli ve 2021/34076 sayılı kararı)
01.10.2025
Hazırlayanlar:
Av. Doğa Can Altınözlü
Stj. Av. Gökçe Yalçınkaya