Blog

Danıştay Kıymet Kriterli Gözetim Genelgesini İptal Etti

Danıştay 7. Dairesi’nin 26.11.2024 tarihli E. 2024/2206, K. 2024/4870 sayılı kararı ile Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 22.01.2019 tarih ve 2019/1 sayılı Kıymet Kriterli Gözetim Genelgesi (“Genelge”) iptal edildi.

Genelge kapsamında; ithalde gözetim uygulamasından dolayı fazladan tahsil edilen vergilerin kaldırma geri verme süreciyle iade alınmasından sonra, yükümlüler aleyhine idari para cezası düzenlenmekteydi. Gümrük idaresi, kaldırma geri verme süreci sonrasında ithalde gözetim uygulamasından dolayı fazladan tahsil edilen vergilerin iade edilmesi sebebiyle, yükümlünün ek beyanının ortadan kalktığını ve gözetim belgesi ibraz edilmeksizin vergilerin iade edildiğini belirtmekteydi. Başka bir deyişle Genelge kapsamında, gözetim belgesi ibraz edilmeksizin eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten düşük olarak ithal edilmesi ve sonrasında fazladan tahsil edilen vergilerin iade edilmesi, 4458 sayılı Gümrük Kanunu m. 235/1-c kapsamında idari para cezası gerektirir bir durum olarak değerlendirilmekteydi.

Danıştay’ın iptal kararı ile artık ithalde gözetim uygulamasından dolayı fazladan tahsil edilen vergilerin kaldırma ve geri verme süreci ile iade edilmesi sonrasında gümrük idaresinin para cezası uygulama imkanının ortadan kalktığını söylemek mümkündür.

1- Genelge’nin Hukuki Niteliği

Söz konusu Genelge, ithalde gözetim uygulamasıyla yakın ilişki içindedir. İthalde gözetim uygulamasının temel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • İthalde gözetim uygulaması, yerli üreticinin korunması amacıyla yerli üreticiyi tehdit edebilecek nitelikte mallarının ithalat seyrinin izlenmesidir.
  • Bir malın gözetim uygulamasına tabi tutulup tutulmayacağının tespitinde gümrük idaresinin takdir yetkisi mevcuttur. Gözetim uygulamasında uygulanacak ölçütler genel olarak; eşyanın kıymeti, brüt/net kilogramı ve adet üzerinden belirlenmektedir. Gümrük idaresinin aynı zamanda, gözetim uygulamasında uygulanacak kıymeti tespit yetkisi de mevcuttur.
  • Bir malın gözetim uygulamasına tabi tutulması halinde malın gözetim tebliğinde belirtilen eşik değerin altında bir değer üzerinden ithali halinde gözetim belgesi ibrazı gerekmektedir.
  • İthalde gözetim uygulaması hakkında detaylı açıklamalarımızı içeren yazımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.

Genelge ise özet itibariyle ithalde gözetim uygulamasıyla eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten düşük olması durumunda, eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen düzeye çıkmasını sağlayacak şekilde yurtdışı diğer gider beyan edilmesi halinde yükümlüden gözetim belgesi ibrazı istenilmeyeceğini düzenlemekteydi. Genelge hükümleri ise özetle aşağıdaki konuları düzenlemekteydi:

  • Genelge m. 1 uyarınca, bir malın ithalde gözetim uygulamasına tabi olması halinde gözetim belgesi gümrük beyannamesinin tescilinde ilgili gümrük idaresince aranır. Yani ithalde gözetim uygulamasına tabi bir malın Türkiye’ye ithal edilmek istenmesi halinde mükellef, gözetim belgesi ibraz etmekle yükümlüdür.
  • Yine Genelge m. 1 uyarınca, eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten düşük olması durumunda, eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen düzeye çıkmasını sağlayacak şekilde yurtdışı diğer gider beyan edilmesi halinde yükümlüden gözetim belgesi ibrazı istenilmez.
  • Genelge m. 2 uyarınca, teslimden sonra yapılan kontroller sonucunda, eşyanın gözetime tabi olduğunun ve bu şartın karşılanmadığının anlaşılması halinde, gümrük idaresince yükümlüye bu husus bildirilir. Bildirimin ulaştığı tarihten itibaren, yükümlü tarafından otuz gün içinde farklılığa ilişkin vergilerin ödenmesi durumunda, ilave herhangi bir işlem tesis edilmez.
  • Genelge’nin belki de en önemli maddesi olan 3. madde uyarınca, yurtdışı gider beyan edilerek kıymetin gözetim bedeline yükseltilmesi sonrasında, yükümlünün fazladan tahsil edilen vergilere karşı kaldırma ve geri verme başvurusunda bulunması ve sonradan bu başvurudan feragat edilmesi halinde herhangi bir işlem uygulanmayacaktır.
  • Buna karşılık kaldırma ve geri verme sürecinin yükümlü lehine sonuçlanması halinde yükümlünün ek beyanının ortadan kalktığı kabul edilmektedir.

Tam da bu noktada, gümrük idaresinin yerleşik uygulaması şu şekildeydi:

  • Yükümlüler, eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten düşük olması durumunda, eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen düzeye çıkmasını sağlayacak şekilde yurtdışı diğer gider beyan etmekteydi. Bu sayede gözetim belgesi ibraz etmeden mal ithalatı gerçekleşmekteydi.
  • Daha sonrasında hukuka aykırı olarak gözetim uygulamasından ötürü fazladan tahsil edilen gümrük vergileri ve katma değer vergilerinin iadesi için kaldırma ve geri verme sürecine müteakip dava açılmaktaydı.
  • Açılan davanın kabul edilmesi halinde ise gümrük idaresi, ek beyanın ortadan kalktığını ve gözetim belgesi ibraz edilmeden gözetim uygulamasına tabi bir malın ithal edildiğinden bahisle idari para cezası uygulanmaktaydı. Gümrük idaresi söz konusu para cezasını 4458 sayılı Gümrük Kanunu m. 235/1-c hükmüne dayandırmaktaydı. Anılan hüküm şu şekildedir:

“Eşyanın ithali, belli kuruluşların vereceği ve gümrük idaresine ibrazı veya beyanı zorunlu olan lisans, izin, uygunluk belgesi veya bu belgeler yerine geçen bilgiye bağlı olmasına rağmen, eşya belge veya bilgiye tabi değilmiş ya da belge veya bilgi alınmış gibi beyanda bulunulduğunun tespit edilmesi hâlinde, varsa eşyanın fark gümrük vergilerinin alınmasının yanı sıra, gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir.”

Görüleceği üzere gümrük idaresi, yükümlünün ithalde gözetim uygulamasına tabi bir malı gözetim belgesi olmaksızın ithal etmek istemesi halinde, önce zorla yurtdışı gider beyan ettirmek suretiyle eşya kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen düzeye çıkmasını sağlamaktaydı. Daha sonra yükümlüler, fazladan tahsil edilen vergileri iade almak için kaldırma ve geri verme süreci yürütmekteydi. Sürecin ve davaların yükümlü lehine sonuçlanması halinde gümrük idaresi, ek beyanın ortadan kalktığını ve gözetim belgesi olmaksızın ithalde gözetim uygulamasına tabi bir malın ithal edildiğini ve bu durumun, Gümrük Kanunu m. 235/1-c uyarınca para cezası gerektirdiğini öne sürmekteydi.

2- Danıştay’ın İptal Gerekçesi

Danıştay 7. Dairesi’nin yukarıda yer verilen kararında özet olarak; Genelge kapsamında idari yaptırım olarak söz edilen Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının, gözetim uygulaması kapsamında gözetim belgesi ibraz edilmemesi halini kapsamadığı belirtilmiştir. Gümrük Kanunu’nun ilgili hükmü uyarınca idari para cezası uygulanabilmesi için:

  • İthale konu eşyanın lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olması,
  • İthal edilen eşyanın uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi değilmiş gibi beyan edildiğinin yahut ithalata ilişkin herhangi bir uygunluk veya yeterlilik belgesi alınmadan söz konusu belgelerin alındığı izlenimi uyandırılmak suretiyle beyanda bulunduğunun saptanması,
  • Eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulması ve kuralda belirtilen hukuka aykırılıkların idarece yapılan muayene, denetleme ve kontrol sonucunda ortaya çıkarılmasına bağlı olup, ithali serbest olan eşyanın ithalat seyrinin izlenmesi ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına gerek olup olmadığının belirlenmesi amacıyla getirilen ancak anılan maddede sayılanlar dışında kalan gözetim belgesinin ibraz edilmemesi madde uyarınca ceza kesilmesini gerektiren neden olarak kabul edilemez.

Danıştay’ın iptal kararı ile artık ithalde gözetim uygulamasından dolayı fazladan tahsil edilen vergilerin kaldırma ve geri verme süreci ile iade edilmesi sonrasında gümrük idaresinin para cezası uygulama imkanının ortadan kalktığını söylemek mümkündür.

Hazırlayan:

Av. Doğa Can Altınözlü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir