Karar İncelemeleri

AYM, İdare Tarafından Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararına Dayalı Olarak Uygulanan Disiplin Cezasının Masumiyet Karinesini İhlal Ettiğine Karar Verdi

Anayasa Mahkemesi (“AYM”), polis meslek eğitim merkezine (“POMEM”) kabul edilen bir adayın, güvenlik soruşturması neticesinde hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (“HAGB”) kararına dayanarak öğrencilikten çıkarılmasının masumiyet karinesini ihlal ettiğine karar vermiştir. AYM, söz konusu karar ile masumiyet karinesi ve idari işlemlerin hukuki dayanaklarına ilişkin kritik bir değerlendirme yapmıştır (Anayasa Mahkemesinin 2/10/2024 tarihli ve 2019/38905 başvuru numaralı kararı).

Karara konu edilen olay özetle şu şekilde gerçekleşmiştir:  Başvurucu, 2015 yılında polis meslek eğitim merkezine kabul edilmiş, ancak güvenlik soruşturması sonucunda 2009 yılında kasten yaralama suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası aldığı ve bu olay nedeniyle hakkında HAGB kararı verildiği tespit edilmiştir. Polis Meslek Eğitim Merkezleri Giriş Yönetmeliği’nin 8. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (g) bendinde belirtilen “HAGB kararı verilmiş olsa dahi bir yıldan fazla hapis cezası almama” şartı nedeniyle başvurucunun öğrenciliği sonlandırılmış ve kendisinden daha önce yapılan harcama ve ödeneklerin geri talep edilmesine karar verilmiştir.

Başvurucu, hakkındaki HAGB kararının Ceza Muhakemesi Kanunu’na (“CMK”) göre hukuki bir sonuç doğurmaması gerektiğini belirterek işlemin iptali için 2016 yılında Ankara 14. İdare Mahkemesi’ne dava açmış, ancak mahkeme, mevzuatta yer alan açık düzenlemeye dayanarak başvurucunun öğrenciliğinin sona erdirilmesini hukuka uygun bulmuştur. Mahkeme, gerekçesinde, idari makamların kanun ve yönetmeliklerde öngörülen düzenlemeler doğrultusunda hareket ettiğini ve dolayısıyla hukuka aykırılık bulunmadığını belirtmiştir. Başvurucu, istinaf ve temyiz süreçlerinde de benzer gerekçelerle reddedilince Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

AYM, öncelikle Anayasa’nın 38. maddesi gereği masumiyet karinesinin bir sonucu olarak kişilerin hakkında kesin bir mahkûmiyet kararı olmadan kimsenin suçlu sayılamayacağını belirtmiştir. Yüksek Mahkeme, HAGB kararının, denetim süreci boyunca kesin bir hukuki netice oluşturmadığını ve bu süre sonunda sanık yeni bir suç işlemediği takdirde tamamen ortadan kalkacağını hatırlatmıştır. Bu nedenlerle AYM, HAGB kararlarının bir mahkumiyet kararı gibi işleme tabi tutulmasının Anayasa’nın 36. ve 38. maddeleriyle bağdaşmadığını belirtmiştir.

AYM ayrıca, idari makamların disipline ilişkin kararlarında masumiyet karinesinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirirken, gerekçelendirme yöntemlerinin ve kullandıkları ifadelere özel önem vermeleri gerektiğini vurgulamıştır. Disipline ilişkin ve diğer mahiyette kararlarının, bireyin kamu önündeki itibarına zarar vermemesi, onun suçlu olduğu izlenimi yaratmaması gerektiği açıklanmıştır.

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması gerektiğini belirterek, kararın Ankara 14. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetmiştir. Mahkeme, HAGB kararlarının kamu görevlerine kabulde mutlak bir ret sebebi olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, idarenin bireylerin meslek hayatını etkileyen kararlar alırken temel anayasal ilkelere riayet etmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Bu karar, idari makamların ceza hukuku kararlarının hukuki statüsünü yorumlama yetkisini aşamayacağını ve masumiyet karinesinin yalnızca ceza davalarında değil, idari karar alma süreçlerinde de dikkate alınması gereken temel bir ilke olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca söz konusu karar kamu hizmetine girme hakkının keyfi uygulamalarla sınırlanamaması gerektıği ve idarenin kararlarında hukuk devleti ilkelerine bağlı kalması zorunluluğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

 

Hazırlayan:

Av. Gazi Barış Yıldırım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir