Vergi Hukuku Mevzuatında Gelişmeler
1- Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yayınladığı Tebliğ ile engelli araçlarında ÖTV istisnası kapsamında yerli katkı değeri ve yerli katkı oranı kavramları tanımlanmıştır.
- Geçtiğimiz aylarda yayınlanan Kanun ile engelli araçlarında ÖTV istisnasının sadece yerli katkı oranı %40 olan araçlara uygulanması şartı getirilmişti. Kanun hakkında yaptığımız çalışmaya bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. Engelli araçlarında ÖTV istisnasının uygulanabilmesi için aranan %40 yerli katkı oranı ise, yerli katkı değeri üzerinden tespit edilecektir.
- Yerli katkı değeri, aracın üretiminde kullanılmak üzere birincil malzeme/ürün, genel üretim ve işçilik maliyetlerinin yurt içindeki üreticilerden ve hizmet sağlayıcılardan temin edilen kısımlarının toplamını ifade etmektedir. Yerli katkı oranı ise; yerli katkı değerinin, aracın toplam üretim maliyetine oranını ifade etmektedir. (Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 14)
2- Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan Karar kapsamında bazı illerde yeni idare ve vergi mahkemelerinin kurulmasına karar verilmiştir.
Vergi Hukukunda Yargı Kararları
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz yargı kararı aşağıda özetlenmiştir:
Danıştay VDDK’nın 22.11.2023 tarihli ve E. 2023/160, K. 2023/1378 sayılı kararına göre, amme borçlusunun üçüncü şahıslardaki hak ve alacağına haciz konulmadan önce üçüncü şahıstaki alacağın varlığı hakkında araştırma yapılmaması haciz işlemini aykırı kılar.
- Davacı aleyhine, asıl amme borçlusunun ödenmeyen vergi borçları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 79. maddesi uyarınca asıl amme borçlusuna borcu olduğu iddiasıyla haciz bildirisi tebliğ edilmiştir. Haciz bildirisine süresi içerisinde itiraz edilmemesi üzerine borcun zimmetinde sayıldığı davacıya ödeme emri tebliğ edilmiştir.
- Ödeme emrine karşı açılan davada ilk derece mahkemesi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı bildirimde bulunulmamış ise de idarece davacının, amme alacağının asıl borçlusuna borcu olduğuna ve borcun miktarına ilişkin somut bir tespit yapılmadığını vurgulamıştır. Bu nedenle, davacı adına 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi uyarınca borç zimmetinde sayılmak suretiyle ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
- Karara karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde istinaf merci, davacıya tebliğ edilen haciz bildirisine yedi gün içerisinde itiraz edilmediği sabit olduğundan davanın kabulüne yönelik kararı kaldırıp davayı reddetmiştir.
- Davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu neticesinde ise Danıştay, ilk derece mahkemesi kararı ile aynı gerekçeye dayanarak istinaf kararının bozulmasına karar vermiştir.
- Dosyayı yeniden ele alan istinaf merci, ısrar kararı vermiş ve dosya, VDDK önüne gelmiştir.
- VDDK da ilk derece mahkemesi ve Danıştay görüşüne katılarak, asıl amme borçlusuna borcu olan 3. şahıs aleyhine haciz uygulanabilmesi için, 3. şahsın asıl amme borçlusuna borcu olup olmadığının ve borcun miktarının net bir şekilde tespit edilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Güncel Özelgeler
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz güncel özelge hakkında aşağıda açıklamalara yer verilmiştir:
İstanbul Defterdarlığı tarafından verilen 39044742-KDV.9-985 sayılı ve 04.07.2023 tarihli özelgede, apartman dış cephesinin reklam ve tanıtım amaçlı kiraya verilmesi işleminin KDV Kanunu gereğince genel oranda (%20) KDV’ye tabi olacağı belirtilmiştir.
- Özelge talebinde, binanın dış cephesine reklam alınacağı ve elde edilen gelirlerin apartmanın genel giderlerinde kullanılacağı belirtilerek, elde edilen reklam gelirinin vergi kanunları karşısındaki durumu hakkında görüş talep edilmiştir.
- Vergi idaresi özetle; 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “Reklam Verme İşlemleri” başlıklı (2.4) bölümünde yer alan düzenleme uyarınca binanın dış cephesinin reklam amaçlı kiraya verilmesi halinde; işlemin KDV’ye tabi olacağını belirtmiştir. Reklam nedeniyle kiraya verenlerin KDV mükellefiyetinin bulunmaması ve reklam hizmetini alan gerçek veya tüzel kişilerin KDV mükellefi olması durumunda ise söz konusu işleme ait KDV’nin reklam hizmeti alanlar (reklam veren) tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekmektedir.
Hazırlayan:
Av. Doğa Can Altınözlü