Vergi Hukuku Mevzuatında Gelişmeler
1- Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (“GİB”) resmi internet sitesinde 22.07.2024 tarihinde “Ödeme Emrine Karşı Yapılacak İşlemler Broşürü” yayımlanmıştır. İlgili broşürde özetle:
- Kamu alacaklarının takip ve tahsili,
- Ödeme emrinin niçin ve kimler adına düzenlendiği,
- Ödeme emrinde hangi hususların yer aldığı,
- Ödeme emrinde belirtilen borcun nasıl ödeneceği,
- Mal bildirimi,
- Mal bildiriminde bulunmayalar hakkında yapılacak işlemler,
- Hangi durumlarda ödeme emrine karşı dava açılabileceği konularında açıklayıcı bilgilere yer verilmiştir.
2- GİB’in resmi internet sitesinde 31.07.2024 tarihinde, KVK-66 / 2024-2 / Yatırım İndirimi – 52 sayılı 2024 Yılı İkinci Geçici Vergi Döneminde Uygulanacak Yeniden Değerleme Oranına İlişkin Kurumlar Vergisi Sirküleri yayınlanmıştır. Yayınlanan sirkülere göre:
- 2024 yılı ikinci geçici vergi döneminde uygulanacak yeniden değerleme oranı % 22,20 (yüzde yirmi iki virgül yirmi) olarak tespit edilmiştir.
3- Cumhurbaşkanı tarafından 01.08.2024 tarihli Resmi Gazete’de 8775 sayılı Karar yayınlanmıştır. Yayınlanan karar ile en temelde, mevduat ve katılma hesapları ile bazı menkul kıymetlerden elde edilen gelirlere uygulanan indirimli tevkifat uygulaması 31 Ekim 2024 tarihine kadar uzatılmasına karar verilmiştir. Ayrıca kur korumalı mevduat/katılma hesaplarına uygulanan tevkifat oranında ise TL mevduat/katılma hesaplarına uygulanan tevkifat oranlarının uygulanmasını sağlayacak şekilde değişiklik yapılmıştır. Kararın detaylı ise şu şekildedir:
- Mevduat ve katılma hesapları ile bazı menkul kıymetlerden elde edilen gelirlere uygulanan indirimli tevkifat uygulaması 31.10.2024 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu çerçevede:
- Mevduat faizleri ile TL katılma hesapları kar paylarına,
- Bankalar tarafından ihraç edilen tahvil ve bonolardan elde edilen gelirler ve fon kullanıcısının bu bankalar olduğu kira sertifikalarından elde edilen gelirlere,
- Yatırım fonlarından (değişken, karma, eurobond, dış borçlanma, yabancı, serbest fonlar ile unvanında “döviz” ifadesi geçen yatırım fonları hariç) elde edilen gelir ve kazançlara,
- Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine tabi olarak kurulan ipotek finansmanı kuruluşlarının ihraç etmiş olduğu varlığa dayalı menkul kıymet, ipoteğe dayalı menkul kıymet, varlık teminatlı menkul kıymet ve ipotek teminatlı menkul kıymetlerden elde edilen gelir ve kazançlara,
- Devlet tahvili ve Hazine bonolarından elde edilen gelir ve kazançlar ile 4749 sayılı Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelir ve kazançlara uygulanan indirimli tevkifat oranlarına ilişkin süre uzatımına gidilmiştir.
- Ayrıca, döviz tevdiat hesaplarından/döviz cinsinden katılım fonu hesaplarından dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen mevduat/katılma hesapları ile aynı mahiyetteki altın dönüşümlü kur korumalı hesaplardan elde edilen faiz ve kar payları için uygulanmakta olan %0’lık tevkifat oranı, diğer TL mevduat/katılma hesapları ile uyumlu olacak şekilde;
- 6 aya kadar (6 ay dâhil) vadeli hesaplarda % 7,5,
- 1 yıla kadar (1 yıl dâhil) vadeli hesaplarda % 5 olarak belirlenmiştir. (Cumhurbaşkanı tarafından 01.08.2024 tarihli ve 32619 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 8775 sayılı Karar).
4- Vergi alanında köklü düzenlemeler içeren 7524 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“7524 sayılı Kanun”), 02.08.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 7524 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun (“AATUHK“), 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (“GVK“), 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“VUK“), 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu (“KDVK“), 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu (“ÖTVK“), 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (“KVK“) başta olmak üzere vergi alanında önemli değişiklikler yapılmıştır.
- 7524 sayılı Kanun’un gerekçesi incelendiği zaman temel amacın; vergilemede güvenliğin sağlanması ve kayıt dışılıkla mücadele etmek, vergi adaletinin güçlendirilmesi ve dolaysız vergilerin payının artırılması, vergiye uyumun artırılması ve cezaların ve tahsilat etkinliğinin artırılması olduğu görülmektedir. Vergi güvenliğinin sağlanmasına hizmet eden düzenlemelerin başında, uluslararası model kuralları ile uyumlu olarak çok uluslu şirketlerde asgari kurumlar vergisi (Küresel Asgari Kurumlar Vergisi) uygulaması ve bu uygulamayla birlikte yerel asgari kurumlar vergisi düzenlemeleri yer almaktadır.
- 7524 sayılı Kanun kapsamında yapılan başlıca önemli değişiklikler ise şunlardır:
- AATUHK Kapsamında Mahkeme Kararlarına İlişkin Yapılacak Ödemelerde Borcu Yoktur Belgesi Aranacaktır
- GVK Kapsamında Ticari ve Mesleki Kazançlarda Günlük Hasılat Tespiti ve Gelir Vergisi Matrahının Belirlenmesinde Yeni Yöntem İhdas Edilmiştir
- VUK m. 153/A Hükmü Kapsamında Mükellefiyeti Re’sen Terkin Edilen Mükelleflerin Tabi Olacakları Şartlarda Değişikliğe Gidilmiştir
- VUK Mükerrer 257. Madde Kapsamında Tahsilat ve Ödemelerin Tevsik Zorunluluğunun Kapsamına Giren Kişilerde Değişikliğe Gidilmektedir
- Mükellefiyet Tesis Ettirmeksizin Faaliyette Bulunan Kişilere Uygulanacak Özel Usulsüzlük Cezasında Artırımlı Oran Uygulamasına Geçilmiştir
- VUK Kapsamında Düzenlenen Usulsüzlük Cezalarında ve Özel Usulsüzlük Cezalarında Artışa Gidilmektedir
- Elektronik Ticaret Alanında Bilgi Verme Yükümlülüğüne Uymayan Kişilere Özel Usulsüzlük Cezası Öngörülmektedir
- Başkasına Ait POS Cihazlarını Kullanan ve Kullandıranlara ve Para Transferlerini Başkasına Yaptıranlara Artırımlı Özel Usulsüzlük Cezası Öngörülmüştür
- VUK Kapsamında Düzenlenen Uzlaşma Müessesinde Önemli Değişikliklere Gidilmiştir
- Şirket Birleşme, Bölünme ve Devir İşlemleri Dolayısıyla Faaliyeti Bırakan Mükelleflerin Devreden KDV Miktarları Açısından Zamanaşımı Olmaksızın İnceleme Yapılabilmesi İmkanı Getirilmektedir
- KDV İndiriminde 5 Yıllık Süre Öngörülmektedir
- KDV İadesi Usulünde Değişikliğe Gidilmektedir
- Elektronik Ticaret Hizmet Sağlayıcıları, Aracı Hizmet Sağlayıcılarının Ve Elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcıları Açısından Kurumlar Vergisi Yönünden Vergi Kesintisi Getirilmektedir
- Yap-İşlet-Devret Modeli Projelerde Faaliyette Bulunan Kurumların Kazançları Üzerinden Kurumlar Vergisi Alınacaktır
- Yurt İçi Asgari Kurumlar Vergisi Uygulaması Getirilmektedir
- Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi Uygulaması Getirilmektedir
- 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda Yer Alan ve Anayasa Mahkemesi’nce İptal Edilen Hükümler Yeniden Düzenlenmektedir
- 7524 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişikliklere dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (02.08.2024 tarihli ve 32620 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7524 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun)
Vergi Hukukunda Yargı Kararları
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz yargı kararı aşağıda özetlenmiştir:
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun (“VDDK”) 18.11.2020 tarihli ve. E. 2020/1315, K. 2020/1271 sayılı kararında özetle, defter ve belge istemek suretiyle karşıt inceleme yapma yetkisi bulunmayan mali müşavirlerin sadece vergilendirmeye esas alınan belge, kayıt düzeni ve matrah tespitinde dikkate alınması gerekli işlemlerin, muhasebe usul ve esasları ile düzenlemelere uygun olup olmadığını denetleme yetkisi olduğundan bahisle sahip olmadıkları yetkinin kullanılmamasından dolayı sorumlu tutulmaları hukuka uygun bulunmamıştır.
- Karara konu somut uyuşmazlıkta serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, elektronik ortamda beyannamelerini verdiği şirketin kurumlar vergisi, katma değer vergisi, özel usulsüzlük cezası, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
- İlk derece mahkemesince yapılan inceleme sonucunda mali müşavirlerin, üçüncü kişilerden defter ve belge istemek suretiyle karşıt inceleme yapma yetkilerinin bulunmadığı, inceleme yapma yetkilerinin, ancak, vergilendirmeye esas alınan belge, kayıt düzeni ve matrah tespitinde dikkate alınması gerekli işlemlerin, muhasebe usul ve esasları ile kanunlarda belirtilen düzenlemelere uygunluğu konusunda biçimsel inceleme yapmaktan ibaret olduğu, mali müşavirlerin sahip olmadıkları yetkinin kullanılmamasından dolayı sorumlu tutulması hukuken mümkün bulunmadığından davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamıştır. Mahkeme bu gerekçeyle, ödeme emrini iptal etmiştir.
- Davalının temyiz talebi sonucu inceleme yapan Danıştay 3. Dairesi şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler uyarınca bu şirketin sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlendiği hususunu sorumluluğu gereği bilmesinin gerekip gerekmediği, ilgili dönem beyannamelerini vermek suretiyle bu organizasyona olanak sağlayıp sağlamadığı, diğer bir ifadeyle muhasebe işlemlerini yaptığı mükellefle ilgili olarak mesleki özen ve sorumluluğu gösterip göstermediği yönünden inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur.
- İlk derece mahkemesi ilk kararında ısrar etmiş, Danıştay VDDK da ilk derece mahkemesiyle aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile ısrar kararı uygun bulunmuş ve davalının temyiz talebi reddedilmiştir.
Güncel Özelgeler
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz güncel özelge hakkında aşağıda detaylı açıklamalara yer verilmiştir:
Hazine ve Maliye Bakanlığı Denizli Vergi Dairesi tarafından verilen 11.12.2023 tarihli ve 51421814-125-130039 sayılı özelgede özet olarak, iş ortaklığı tarafından yapılan işin sona ermesi ve vergisel ödevlerin tamamının yerine getirilmesi durumunda iş ortaklığının mükellefiyetinin sona erdirilmesinin mümkün olduğu, mükellefiyetin sona erdikten sonra dava sonucunda ortaklığa iade edilecek bir tutarın bulunması durumunda iade tutarının iş ortaklığını oluşturan ortakların hisseleri oranında hesaplarına aktarılmasının mümkün bulunduğu ifade edilmiştir.
- Özelge talebinde özetle; ortak girişimin kurumlar vergisi mükellefi olan bir iş ortaklığı şeklinde kurulduğu, tüm ortakların yurt dışı mukimi olduğu ve Türkiye’de daimi iş yerlerinin bulunmadığı, iş ortaklığının açılan ihalede belirtilen yıllara sari inşaat işini tamamladığı, proje kar/zararının ilgili dönem kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edildiği, demirbaşların satılarak nakde çevrildiği, alacakların tahsil edilerek üçüncü taraflara olan borçların ödendiği, ayrıca yıllara sari inşaat işi nedeniyle kesinti yoluyla ödenen vergilerden doğan iade işlemlerinin tamamlandığı ve ortaklığın yalnızca bahsi geçen iş için kurulduğu ve mevcut durumda aktif olmadığı belirtilmiştir. Ancak iş ortaklığının temyiz aşamasında devam etmekte olan fazla ve yersiz ödendiği düşünülen stopaj ve katma değer vergisinden kaynaklanan bir davasının bulunduğu, dava sonucunda vergi dairesine bir borcun çıkmayacağı aksine alacağın oluşabileceği belirtilerek, açılan davanın sürmesi nedeniyle iş ortaklığının mükellefiyetinin sona erdirilip erdirilemeyeceği ile mükellefiyetin sona erdirilmesi halinde dava sonucunda ortaklığa iade edilecek bir tutarın bulunması durumunda iade tutarının yurt dışı mukimi ortakların hesabına veya Türkiye’de mukim vekil tayin edilen kişiye ödenip ödenemeyeceği hususlarında görüş sorulmaktadır.
- 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “2.5. İş ortaklıkları” başlıklı bölümünde konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup “2.5.2. Unsurları” başlıklı alt bölümünde aşağıdaki hususlar açıklanmıştır:
“Belli bir iş için kurulacak olan iş ortaklığında işin bitim tarihi, taahhüt sözleşmesinde belirlenen esaslara göre tayin olunacaktır. Ancak, işin bitimi iş ortaklığının da sona erdiğini göstermez. Bu iş dolayısıyla mükellefiyetle ilgili ödevlerin tamamının da yerine getirilmesi (Örneğin, tahakkuk eden vergilerin tamamının ödenmesi) gerekir. Vergisel ödevlerin tamamının ikmal edilmesinden sonra iş ortaklığı sona ermiş sayılır.
Öte yandan, iş ortaklıklarının tasfiyesi, Borçlar Kanunundaki adi ortaklıkların dağılmasına ilişkin hükümlere göre yapılacaktır.“
- Bu hüküm ve açıklamalara göre, iş ortaklığı tarafından yapılan işin sona ermesi ve vergisel ödevlerin tamamının yerine getirilmesi durumunda iş ortaklığının mükellefiyetinin sona erdirilmesi mümkün olup, mükellefiyetin sona erdikten sonra dava sonucunda ortaklığa iade edilecek bir tutarın bulunması durumunda iade tutarının iş ortaklığınızı oluşturan ortakların hisseleri oranında hesaplarına aktarılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, mahkeme kararına göre vergisel bir sorumluluğun doğması veya iş ortaklığının biten faaliyeti nedeniyle bir vergi tarhiyatı yapılması gerektiği durumda ise iş ortaklığının ortaklarının müteselsil şekilde sorumlu olacakları belirtilmiştir.
Hazırlayan:
Av. Doğa Can Altınözlü