05.05.2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan AYM kararında; disiplin kurulunca hakkında verilen bir disiplin cezasına karşı mahkum tarafından İnfaz Hakimliğine yapılan şikayette, savunmasının duruşmada alınmasını istediği halde alınmadan karar verilmesinin adil yargılanma hakkının ihlaline yol açtığına karar verilmiştir. (05.05.2023 tarihli ve 32181 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17.01.2023 tarihli ve 2017/20526 Başvuru numaralı kararı)
Başvuruya konu somut olayda başvurucu, İnfaz Kurumunda hükümlü sıfatıyla bulunmaktadır. Başvurucunun kaldığı odada yapılan arama sırasında; başvurucunun kantinden aldığı tıraş bıçağının içindeki jileti çıkararak kesici alet haline getirdiği görülmüştür. Akabinde başvurucuya karşı disiplin soruşturması başlatılmıştır. Başvurucu, tıraş bıçağını kantinden aldığı A4 boyutundaki kağıtları A5 boyutuna
getirmek için kesici alet haline getirdiğini, başka bir amacının olmadığını beyan etmiştir.
Sonrasında başvurucu hakkında Disiplin Kurulunca, 5275 sayılı Kanun’da düzenlenen “idarece verilen eşya ve benzeri şeyleri kötü kullanmak” eyleminden dolayı kınama cezası verilmesi gerektiği belirtilmiş ve aynı Kanun’un 48. maddesi uyarınca bir ay bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Başvurucu, söz konusu karara karşı Van İnfaz Hakimliğine şikayet başvurusunda bulunmuş ve Disiplin Kurulu’na karşı sözlü savunma yapmak istediğini dilekçe ile belirtmiştir. Ancak Hakimlik, başvurucunun itirazını yaptırımın usule ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. İlgili ret kararına karşı başvurucu; duruşma salonunda sözlü ifade vermek istediği, Mahkemenin kendisi ve tanıkları dinmeleyerek eksik inceleme ile karar verdiğini, bütün bunların neticesinde savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek karara itiraz etmiştir. Başvurucunun yaptığı itirazın da reddine karar verilmiştir.
Nihai kararın başvurucuya tebliğinden sonra başvurucu, savunma hakkının kısıtlandığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuştur.
AYM, başvurucunun iddialarını adil yargılanma hakkı kapsamındaki sözlü yargılama hakkı yönünden inceleme kararı almıştır. Sonrasında somut olayı hakkın kapsamı, müdahalenin varlığı ve söz konusu müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığı yönünden değerlendiren AYM, başvurucunun şikayetlerini İnfaz Hakimliği önünde dile getirme hakkından yoksun bırakılmasının kanuni bir dayanağının bulunması gerektiğini belirtmiştir. Bununla birlikte AYM, hükümlünün savunmasının ceza infaz kurumunda da alınabileceği kuralına değinmiş ve
başvurucunun sözlü beyanda bulunma ve tanıklarını dinletme talebini açık ve net şekilde yargılama sürecinde dile getirmiş olduğuna vurgu yaparak başvurucunun sözlü yargılanma hakkına yapılan müdahalenin kanunilik unsurundan yoksun olduğuna karar vermiştir.
Sonuç olarak AYM, yukarıda açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesince güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki sözlü yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vererek yeniden yargılama yapılmasına hükmetmiştir.