Vergi Hukuku Mevzuatında Gelişmeler
1- Gelir İdaresi Başkanlığı (“GİB”) tarafından yayınlanan Tebliğ ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun (“AATUHK”) m. 48’de düzenlenen yıllık tecil faizi oranı güncellenmiştir.
- Önceden tecil faizi oranı yıllık %48 olarak uygulanmakta iken yapılan değişiklikle beraber 13.11.2025 tarihinden itibaren uygulanmak üzere tecil faizi oranı yıllık %39 olarak belirlenmiştir.
2- Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanan karar ile AATUHK m. 51’de düzenlenen aylık gecikme zammı oranı güncellenmiştir.
- Önceden gecikme zammı oranı aylık %4,5 olarak uygulanmakta iken yapılan değişiklikle beraber 13.11.2025 tarihinden itibaren uygulanmak üzere gecikme zammı oranı aylık %3,7 olarak belirlenmiştir.
3- GİB tarafından Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Taslağı hazırlanmıştır. Tebliğ Taslağı özet itibariyle kayıtlı ekonominin desteklenmesi, vergi güvenliğinin sağlanması, mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükelleflerin satış hasılatlarının doğru bir şekilde tespit edilebilmesi amacıyla kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatlarda mükelleflerin, kendilerine tahsis edilen ödeme sistemlerini veya cihazlarını bayilik veya benzeri bir iş ilişkisi kapsamında aralarındaki sözleşmeye istinaden başka mükelleflere tahsis etmelerine ilişkin usul ve esasları belirlemektedir
Vergi Hukukunda Yargı Kararları
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz yargı kararı aşağıda özetlenmiştir:
- Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun (“VDDK”) 13.11.2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararında, ithalde gözetim uygulaması kapsamında fazladan tahsil edilen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu (“Gümrük K.”) m. 211’de düzenlenen geri verme / kaldırma yolu ile iade edilemeyeceğine hükmedildi. VDDK her ne kadar ithalde gözetim uygulaması kapsamında fazladan tahsil edilen vergilerin geri verme / kaldırma hükümleri uyarınca iade edilemeyeceğine hükmetse de daha öncesinde vermiş olduğu ve özetle bu vergilerin, Gümrük K. 242 uyarınca itiraz yoluyla iade edilebileceği yönündeki içtihatını da tekrar vurgulamıştır. Sonuç olarak, ithalde gözetim uygulaması kapsamında fazladan tahsil edilen vergilere karşı sadece geri verme / kaldırma hükümleri kapsamında dava yolunun kapandığını buna karşılık; hala Gümrük K. m. 242’de düzenlenen itiraz yolu ile fazladan tahsil edilen vergilerin iade alınabileceğini söylemek mümkündür. Karara dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (VDDK’nın 13.11.2025 tarihli ve 33076 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan E. 2025/15, K. 2025/16 sayılı kararı)
- VDDK’nın 13.11.2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararında, benzin ve elektrik motoru bulunan (hibrit) bir aracın Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ek (II) sayılı Liste’ye göre hatalı olarak vergilendirilmesine ilişkin taleplerin, vergide hata hükümleri kapsamında ileri sürülemeyeceği kabul edilmiştir. VDDK, bu nedenle, %80 yerine %10 oranında ÖTV uygulanması gerektiği iddiasına dayalı iade talebinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun vergi hatalarının düzeltilmesine ilişkin hükümleri kapsamında incelenmesinin mümkün olmadığı yönünde aykırılığı gidermiştir. Karara dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (Danıştay VDDK’nın 13.11.2025 tarihli ve 33076 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 22.10.2025 tarihli ve E. 2025/16, K. 2025/18 sayılı kararı)
Güncel Özelgeler
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz güncel özelge hakkında aşağıda açıklamalara yer verilmiştir:
GİB tarafından verilen özelgede; Türkiye’de mukim mükelleflerin, yabancılara Türkiye sınırları içerisinde vermiş olduğu tıbbi hizmetlerden elde ettikleri kazancın %80’ine isabet eden tutarının gelir vergisinin tespitinde indirime konu edilebileceği bildirilmiştir.
- Özelge talebinde; muayenehanede serbest meslek faaliyeti icra eden doktorun, Türkiye’de yerleşik olmayan hastalara verilen hekimlik hizmeti karşılığında Türkiye’de yerleşik olmayan hastalar veya yurt dışı mukimi sigorta şirketleri adına serbest meslek makbuzu düzenlediği belirtilmiştir. Buradan hareketle elde edilen kazancın, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (“GVK”) m. 89/1- b. 13’te yer alan indirime konu edilip edilmeyeceği konusunda görüş talep edilmiştir.
- Vergi idaresi ise aşağıda yer alan şartların gerçekleşmesi halinde, Türkiye’de yerleşik olmayan kişilere verilen sağlık hizmetlerinden elde edilen kazancın, elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar tamamının Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla, %80’inin kazançtan indirime konu edilebileceğini bildirmiştir. Gerçekleşmesi gereken şartlar ise şu şekildedir:
- İlgili işletmenin vergi dairesine bildirilen esas faaliyet konuları arasında, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olması,
- Sağlık Bakanlığından alınan ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunulması,
- Sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere (iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara) hizmet veren işletmelerce yürütülmesi,
- Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek serbest meslek makbuzunun, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi,
- Yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için verilen hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisinin olmaması,
- Bu hizmetler, fiziki olarak Türkiye’de verilmekle birlikte yararlanıcısının Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişiler olması,
- Sağlık hizmetlerinin fiilen verilmesi,
- Sağlık hizmetlerinden elde edilen kazancın diğer hasılat ve maliyetlerden ayrı olarak kaydının tutulması,
- Hizmet verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad-soyad ya da unvan, hangi ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli gibi bilgileri içeren formun geçici beyanname ile beyanname eki olarak verilmesi. (Antalya Defterdarlığı tarafından verilen E-49327596-120[GVK.ÖZ.2024.131]-161854 sayılı özelge)
Hazırlayan:
Av. Doğa Can Altınözlü