Vergi Hukuku Mevzuatında Gelişmeler
1- Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanan karar ile tecil uygulaması kapsamında amme borçlusunun, tecil edilen borçlarının toplamının 250.000 TL’yi aşmaması halinde tecil uygulanmasından yararlanılması için teminat aranmamasına karar verilmiştir.
- Tecil uygulamasının dayanağı 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun m. 48’dir. Tecil uygulamasında, amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunun çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından teminat gösterilmiş olması şartıyla, vergi idaresi amme alacağını 36 ayı geçmemek üzere ve faizli olarak tecil edebilir.
- Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanan karar ile tecil uygulaması kapsamında amme borçlusunun borçlarının belli bir meblağı aşmaması halinde teminat aranmamasını öngören hükümde değişikliğe gidilmiştir. Buna göre önceden amme borçlusunun borçlarının toplamının 50.000 TL’yi aşmaması halinde teminat aranmamakta iken artık borçların 250.000 TL’yi aşmaması halinde tecil uygulamasından faydalanmak için teminat verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Vergi Hukukunda Yargı Kararları
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz yargı kararları aşağıda özetlenmiştir:
1- Anayasa Mahkemesi (“AYM”); 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda yer alan, engellilik oranı %90’ın altında olan engelli ve malullerin ÖTV istisnasından yararlanması için araçlara engelliliğine uygun hareket ettirici özel tertibat yaptırma zorunluluğu öngören hükmü iptal etti. Karara dair detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz. (AYM’nin 26.06.2025 tarihli ve 32938 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan E. 2024/240, K. 2025/100 sayılı kararı)
2- Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin kararında; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda yer alan defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu yönünden yargılama yapan mahkemenin, defter ve belgelerin ibrazına dair istem yazısının dosyaya celp etmesi gerektiğini ve defter ve belgelerin hangi amaçla istendiğini belirlemesi gerektiğini hüküm altına almıştır. Yargıtay ayrıca, istem yazısının aslı veya onaylı örneğine ulaşılamaması halinde ise, defter ve belgelerin hangi amaçla ibrazının istendiği belirlenemeyeceğinden şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğini karara bağlamıştır. (Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 28.01.2021 tarihli ve E. 2020/1270, K. 2021/774 sayılı kararı)
Güncel Özelgeler
Vergi hukuku alanında önemli gördüğümüz güncel özelge hakkında aşağıda açıklamalara yer verilmiştir:
Ankara Defterdarlığı tarafından verilen özelgede; şirketin elektrik ihtiyacının karşılanması ve fazla üretimin sisteme aktarılması amacıyla yapılan güneş enerjisi panelleri yatırımı için yapılan harcamaların, ilgili yıl içinde doğrudan gider olarak yazılabilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
- Özelge talebinde özetle, şirketin işletmeye kayıtlı taşınmazının çatısına enerji tasarrufu amacıyla güneş enerjisinden elektrik üretmeye yarayan sistem kurulduğu belirtilmiştir. Söz konusu sistem için yapılan harcamaların Gelir Vergisi Kanunu m. 40/7 uyarınca safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılıp yapılmayacağı sorulmuştur.
- Gelir Vergisi Kanunu m. 40/7 hükmü şu şekildedir:
“Safi kazancın tespit edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir:
İşletmeye dâhil olan gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar, yapıldığı yılda doğrudan gider yazılabilir.”
- Vergi idaresi ise özelge cevabında özetle, güneş enerjisi paneli kurulumunun ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar kapsamında olmadığını belirtmiştir. Sonuç olarak söz konusu harcamaların Gelir Vergisi Kanunu kapsamında safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılamayacağı bildirilmiştir. (Ankara Defterdarlığı’nın 38418978-120[40-2021/1(İ)]-527181 sayılı özelgesi)
11.07.2025
Hazırlayan:
Av. Doğa Can Altınözlü