Kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak bilinen Kanun Teklifi, TBMM’ye sunuldu. Kanun Teklifi’nin komisyon aşamasından geçtikten sonra Genel Kurul’da yapılacak oylamalar neticesinde nihai halinin kanunlaşması beklenmektedir.
Kanun teklifi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (“İİK”), 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”), 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK”) başta olmak üzere pek çok alanda önemli değişiklikler öngörülmektedir. Kanun teklifinin detaylarına aşağıda yer vermekteyiz.
1-İİK Kapsamında İhalenin Feshi Davası Açılması Zorlaştırılmaktadır
İİK m. 134’e eklenecek hüküm ile icra dairelerince yapılacak satışlarda ihalenin feshini artık sadece satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin isteyebileceği düzenlenmektedir. Bu kişiler halinde ihalenin feshinin istenmesi halinde dosya üzerinden yapılacak inceleme ile kesin olarak ret kararı verileceği düzenlenmektedir.
2-İİK Kapsamında Açılacak Tasarrufun İptali Davaları Yönünden Bağışlama Sayılacak Tasarrufların Kapsamı Değiştirilmektedir
İİK m. 278’de yapılacak değişiklik ile tasarrufun iptali davaları yönünden bağışlama sayılacak tasarrufların kapsamı değiştirilmektedir. Buna göre:
– Yapılan tasarrufların gerçek değere uygun olarak ivazlı olduğu ispatlanmadıkça altsoy ve üstsoy, üçüncü derece dahil kan hısımları, son bir yıl içinde evlilik birliği sona ermiş olsa bile eşi ve üçüncü derece dahil kayın hısımları, evlat edinenle evlatlık, ortak konutta yaşayan kişiler arasında yapılan tasarruflar.
– Aksi ispatlanmadıkça, sözleşmenin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin gerçek değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyatla kabul ettiği sözleşmeler.
– Uygun bir karşılığın sağlandığı ispatlanmadıkça, borçlunun kendisine veya üçüncü bir kişi yararına ömür boyu gelir sözleşmesi ya da intifa hakkı tesis ettiği sözleşmeler yahut ölünceye kadar bakma sözleşmeleri ivazsız tasarruf sayılacak olup iptale tabi olacaklardır.
3-Nitelikli Dolandırıcılık Suçlarında Görevli Mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleri Olacaktır
Mevcut durumda, TCK m. 158’de düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçlarında görevli mahkemeler Ağır Ceza Mahkemeleri’dir. Yapılacak değişiklikle beraber bu suçlara bakmakla görevli mahkemelerin Asliye Ceza Mahkemeleri olması hedeflenmektedir. Mevcut dosyalarda ise, dosya nihai hükümle sonuçlanıncaya kadar görevsizlik kararı verilemeyeceği düzenlenmektedir
4-Taksirle Yaralama Suçunda Ceza Miktarları Artırılmaktadır
TCK m. 89/1’de düzenlenen taksirle yaralama suçunun mevcut cezası üç aydan bir yıla kadar hapis cezası iken bu sınırların dört aydan iki yıla artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca taksirle yaralama suçunun birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olması halinde suçun cezası dokuz aydan beş yıla olacak şekilde artırılmaktadır.
5-Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunun Kapsamı Genişletilmekte ve Uygulanacak Cezalarda Artışa Gidilmektedir
Genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçunu düzenleyen TCK m. 170 hükmünde değişikliğe gidilmektedir. Yapılması öngörülen değişiklikler sırasıyla şu şekildedir:
- TCK m. 170/1-c hükmünde yapılacak değişiklikle beraber ses ve gaz fişeği atabilenler dahil silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanma fiili genel güvenliğin kasten tehlikeye atılması suçunun kapsamına alınmaktadır.
- Ayrıca TCK m. 170’te yer alan ve genel güvenliğin tehlikeye atılması suçunun tüm halleri açısından, anılan fiillerin kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılması öngörülmektedir.
- Son olarak, genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçu açısından öngörülen temel ceza halihazırda altı aydan üç yıla hapis cezası iken; Kanun Teklifi ile bu cezanın bir yıldan beş yıla şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir.
6-Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma Suçunda Uygulanacak Cezalar Artırılmaktadır
TCK m. 220/1’de düzenlenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu yönünden öngörülen temel ceza olan dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasının, beş yıldan on yıla olacak şekilde artırılması planlanmaktadır.
TCK m. 220/2’de düzenlenen suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmanın cezası halihazırda iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası iken, Kanun Teklifi ile üst sınırın beş yıla yükseltilmesi hedeflenmektedir.
TCK m. 220/3’te düzenlenen ve örgütün silahlı olması halinde verilecek cezanın dörtte birinden yarısına kadar artırılacağını öngören hüküm, doğrudan doğruya artırım oranının sadece yarı oranda olacağı şekilde ağırlaştırılmaktadır.
Son olarak TCK m. 220/5’e eklenecek yeni bir hüküm ile örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda çocukların araç olarak kullanılması halinde, örgüt yöneticilerine verilecek cezanın yarısından bir katına kadar artırılması öngörülmektedir.
7-Bilişim Suçlarında Elde Edilen Menfaatin Bulunduğu Banka Hesabı Yönünde Askıya Alma ve Elkoyma Tedbirleri Getirilmektedir
TCK’da düzenlenen nitelikli hırsızlık (TCK m. 142/2-e), nitelikli dolandırıcılık (TCK m. 158/1-f, l), banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (TCK m. 245) suçlarında uygulanmak üzere:
– Anılan suçlarının işlendiği hususunda makul şüphe bulunması halinde banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan ya da yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu suçta kullanılan her türlü hesabın kırksekiz saate kadar askıya alınmasına ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından karar verilmesi öngörülmektedir.
– Mali kurum tarafından askıya alınan veya Cumhuriyet Savcısının yazılı emri üzerine askıya alınan hesapta bulunan suça konu menfaate hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle askıya alma süresi içinde elkonulabilir. Hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyrna işlemi yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar. Bu madde hükümlerine göre elkoyrna işlemi yapılabilmesi bakımından CMK m. 128’de yer alan rapor alma şartı aranmaz.
– Son olarak bu madde uyarınca askıya alma işlemine karar veren gerçek ve tüzel kişiler, hukuki bakımdan sorumlu tutulmaz.
8-COVİD-19 Düzenlemesi Olarak Bilinen Açık Cezaevine ve Denetimli Serbestliğe Daha Kolay Ayrılmayı Öngören Düzenlemenin Kapsamı Genişletilmektedir
Kamuoyunda COVİD-19 düzenlemesi olarak bilinen düzenleme 31.07.2023 tarihi itibarıyla COVİD-19 izninde bulunan ve denetimli serbestliğe ayrılmalarına 5 yıl veya daha az süre kalan hükümlüler, tekrar ceza infaz kurumlarına dönmeyerek infaz sürelerini denetimli serbestlik altında tamamlamışlardır. 31.07.2023 tarihinde kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin ise iyi halli olmaları halinde 3 yıl daha erken şekilde açık cezaevlerine geçmelerine izin verilmişti. Ayrıca bu hükümlülerin hapis cezası süresine göre en az 3 ay açık cezaevinde kalmaları şarıyla denetimle serbestliğe de 3 yıl daha erken ayrılmalarına izin verilmişti.
Yapılacak düzenlemeyle beraber, söz konusu imkanların uygulanacağı hükümlülerde genişlemeye gidilmektedir. Buna göre, 31.07.2023 ve öncesinde işlenen suçlarda hükmü kesinleşmemiş olanların da açık cezaevine geçmesine imkan tanınmaktadır. Ayrıca mahkumiyet hükmü kesinleşmiş ve 31.07.2023 itibariyle açık cezaevinde bulunan hükümlülerin de denetimli serbestlikten yararlanabilmesi mümkün hale gelmektedir.
01.12.2025
Hazırlayan:
Av. Doğa Can Altınözlü