Kamuoyunda 10. Yargı Paketi olarak bilinen Kanun Teklifi, TBMM gündemine sunuldu ve Genel Kurul’da yapılacak oylamalar neticesinde nihai halinin kanunlaşması beklenmektedir.
Kanun teklifi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (“İİK”), 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”), 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 2577 sayılı İdari yargılama Usulü Kanunu (“İYUK”) başta olmak üzere pek çok alanda önemli değişiklikler öngörülmektedir. Kanun teklifinin detaylarına aşağıda yer vermekteyiz.
1. İİK Kapsamında Kanun Yollarına Başvuru İçin Dava Tarihindeki Parasal Sınırın Esas Alınması Öngörülmektedir
Daha önceki tarihlerde Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) vermiş olduğu E. 2023/182, K. 2024/203 sayılı karar kapsamında, kanun yollarına başvuruda kararın verildiği tarihteki parasal sınırın esas alınmasına yönelik HMK düzenlemesinin iptaline karar verilmişti. Karara ilişkin detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.
AYM’nin anılan kararı ışığında kanun koyucu, HMK’da yer alan düzenlemenin İİK’daki karşılığı olan Ek m. 1 hükmünde değişikliğe gitmektedir. Kanun Teklifi m. 1 ile İcra Mahkemeleri’nin vermiş olduğu kararlara karşı yapılacak kanun yolu başvurularında, davanın açıldığı veya şikayetin yapıldığı tarihteki parasal sınırın esas alınması öngörülmektedir.
2. İYUK Kapsamında Kanun Yollarına Başvuru İçin Dava Tarihindeki Parasal Sınırın Esas Alınması Öngörülmektedir
Kanun Teklifi m. 7 ile İYUK Ek m. 1’de yapılacak değişiklik ile İdare ve Vergi mahkemeleri ile Bölge İdare Mahkemeleri’nin vermiş olduğu kararlara karşı kanun yoluna başvurulmasında davanın açıldığı tarihteki parasal sınırın esas alınması öngörülmektedir.
İYUK Ek m. 1’de yer alan düzenlemenin zaman içerisinde geçirdiği dönüşüm ise şu şekildedir: Önceden idari yargıda istinaf veya temyiz sınırının belirlenmesinde davanın açıldığı tarihte uygulanan parasal sınırlar esas alınmaktaydı. İYUK Ek m. 1 hükmünde bu konuda bir açıklık bulunmasa dahi yargısal uygulama bu yönde gelişmişti. Daha sonrasında AYM; kuralın eski halinin, kanun yoluna başvuru açısından hangi tarihteki parasal sınırın esas alınacağını açık, net ve tereddüde yer vermeyecek şekilde düzenlemediğini belirtmişti ve iptaline karar vermişti. İptal kararına bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.
AYM’nin iptal kararı sonrasında oluşan boşluk, 7524 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeyle giderildi. Yapılan düzenlemeyle, istinaf ve temyiz kanun yoluna başvuruda karar tarihindeki parasal sınırın esas alınacağı hükme bağlanmıştır. 7524 sayılı Kanun hakkında yaptığımız detaylı çalışmaya bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.
Kanun yoluna başvuruda karar tarihindeki parasal sınırın esas alınacağı yönündeki düzenleme ise AYM’nin 06.03.2025 tarihli E. 2025/39, K. 2025/35 sayılı kararı ile iptal edilmişti. AYM anılan kararında, dava açılırken istinaf veya temyize açık olan bir kararın, yargılamada geçen süre içerisinde parasal sınırların artmasından dolayı istinaf veya temyiz kanun yoluna kapalı olabileceğinden bahisle adil yargılanma hakkının ihlal edileceğine hükmetmişti. AYM ayrıca, parasal sınırlarda yaşanacak değişimlerin enflasyonun bir sonucu olduğunu vurgulayıp düzenlemenin enflasyonun olumsuz etkilerini bertaraf edemediğini de belirtmiştir. AYM kararı hakkında detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.
Kanun koyucu anılan iptal kararı sonrasında Kanun Teklifi ile İYUK Ek m. 1 hükmünde yapılacak değişiklikle beraber, açıkça kanun yoluna başvuruda dava tarihindeki parasal sınırın esas alınmasını öngörmektedir.
3. HMK Kapsamında Kanun Yollarına Başvuru İçin Dava Tarihindeki Parasal Sınırın Esas Alınması Öngörülmektedir
Daha önceki tarihlerde Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) vermiş olduğu E. 2023/182, K. 2024/203 sayılı karar kapsamında, kanun yollarına başvuruda kararın verildiği tarihteki parasal sınırın esas alınmasına yönelik HMK düzenlemesinin iptaline karar verilmişti. Karara ilişkin detaylı açıklamalarımıza bağlantıyı kullanarak erişebilirsiniz.
Kanun Teklifi m. 28 ile HMK Ek m. 1 hükmünde değişikliğe gidilmekte ve kanun yollarına başvuruda, davanın açıldığı tarihteki parasal sınırın esas alınması öngörülmektedir.
4. Suça Teşebbüs Hallerinde Uygulanacak Cezaların Alt ve Üst Sınırlarında Artışa Gidilmektedir
Kanun Teklifi m. 8 ile TCK m. 35’te yapılacak değişiklik ile suça teşebbüs hallerinde uygulanacak cezaların alt ve üst sınırlarında artışa gidilmesi öngörülmektedir.
Suça teşebbüs halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası uygulanmakta iken Kanun Teklifi ile bu sürelerin sırasıyla ondört yıl ile yirmibir yıl olması öngörülmektedir.
Ayrıca, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası uygulanmakta iken Kanun Teklifi ile bu sürelerin sırasıyla on yıl ile onsekiz yıl olması öngörülmektedir.
5. Kasten Yaralama Suçunda Uygulanacak Cezaların Alt ve Üst Sınırlarında Artışa Gidilmektedir
Kanun Teklifi m. 9 ile TCK m. 86’da yapılacak değişiklik ile kasten yaralama suçu açısından uygulanacak cezaların alt ve üst sınırlarında artışa gidilmesi öngörülmektedir.
TCK m. 86/1’de düzenlenen kasten yaralama suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası iken alt sınırın bir yıl altı ay olması öngörülmektedir.
TCK m. 86/2’de düzenlenen kasten yaralama suçunun nitelikli hali açısından uygulanan ceza dört aydan bir yıla kadar hapis cezası iken Kanun Teklifi ile bu cezanın, alt sınırının altı ay; üst sınırının bir yıl altı ay olması öngörülmektedir.
Son olarak, TCK m. 86/2’de düzenlenen kasten yaralama suçunun nitelikli halinin kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırının önceden altı aydan az olamayacağı düzenlenmekte iken Kanun Teklifi ile alt sınırın dokuz aydan aşağı olmaması öngörülmektedir.
6.Neticesi İtibariyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçunda Uygulanacak Cezaların Alt ve Üst Sınırlarında Artışa Gidilmektedir
Kanun Teklifi m. 10 ile TCK m. 87’de düzenlenen Neticesi itibariyle ağırlaşmış kasten yaralama suçunda uygulanacak cezaların alt ve üst sınırlarında artışa gidilmektedir. Yapılması öngörülen artışlar şu şekildedir:
- TCK m. 87/1’de kasten yaralama fiili, mağdurun; duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, konuşmasında sürekli zorluğa, yüzünde sabit ize, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olmuşsa, verilecek cezanın üç ve beş yıllık sürelerden aşağı olamayacağı düzenlenmekteydi. Kanun Teklifi ile bu cezaların alt sınırlarının sırasıyla dört ve beş yıl olarak artırılması öngörülmektedir.
- TCK m. 87/2’de kasten yaralama fiili, mağdurun; iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, yüzünün sürekli değişikliğine gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine neden olmuşsa, verilecek cezanın beş ve sekiz yıllık sürelerden aşağı olamayacağı düzenlenmekteydi. Kanun Teklifi ile bu cezaların alt sınırlarının sırasıyla dokuz ve oniki yıl olarak artırılması öngörülmektedir.
- TCK m. 87/4’te kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin TCK m. 87/1’e giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar; TCK m. 87/3’e giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmedileceği düzenlenmiştir. Kanun Teklifi ile bu cezaların:
- TCK m. 87/1’e giren hallerde on yıldan ondört yıla kadar hapis cezası,
- TCK m. 87/3’ giren hallerde ise sadece alt sınırının ondört yıl olması öngörülmektedir.
7. Tehdit Suçunda Uygulanacak Cezaların Alt ve Üst Sınırlarında Artışa Gidilmektedir
Kanun Teklifi m. 11 ile TCK m. 106’da yapılacak değişiklikle birlikte tehdit suçunda uygulanacak hapis cezalarında artışa gidilmektedir. Tehdit suçunun:
- Silahla,
- Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
- Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde uygulanacak cezayı düzenleyen TCK m. 106/2 hükmünde yer alan beş yıllık üst sınır, yedi yıla çıkarılmaktadır.
8. Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması Suçunun Kapsamı Genişletilmekte ve Uygulanacak Cezalarda Artışa Gidilmektedir
Kanun Teklifi m. 12 ile genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçunu düzenleyen TCK m. 170 hükmünde değişikliğe gidilmektedir. Yapılması öngörülen değişiklikler sırasıyla şu şekildedir:
- TCK m. 170/1-c hükmünde yapılacak değişiklikle beraber ses ve gaz fişeği atabilenler dahil silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanma fiili genel güvenliğin kasten tehlikeye atılması suçunun kapsamına alınmaktadır.
- Ayrıca TCK m. 170’de yer alan ve genel güvenliğin tehlikeye atılması suçunun tüm halleri açısından, anılan fiillerin kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarısından bir katına kadar artırılması öngörülmektedir.
- Son olarak, genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçu açısından öngörülen temel ceza halihazırda altı aydan üç yıla hapis cezası iken; Kanun Teklifi ile bu cezanın bir yıldan beş yıla şeklinde değiştirilmesi öngörülmektedir.
9.Trafik Güvenliğinin Tehlikeye Atılması Suçunda Uygulanacak Cezalarda Artışa Gidilmektedir
Kanun Teklifi m. 13 ile trafik güvenliğinin tehlikeye atılması suçunu düzenleyen TCK m. 179 hükmünde öngörülen cezalarda artışa gidilmesi öngörülmektedir. Yapılması öngörülen değişiklikler sırasıyla şu şekildedir:
- TCK m. 179/2’de kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişinin üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması düzenlenmektedir. Yapılacak değişiklikle beraber cezanın alt sınırının dört ay olması öngörülmektedir.
- TCK m. 179/3’te düzenlenen ve alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi hakkında halihazırda TCK m. 179/2’de öngörülen ceza uygulanmaktadır. Kanun teklifiyle beraber TCK m. 179/3’te düzenlenen suçun müstakil olarak cezası belirlenmekte ve altı aydan iki yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir.
Son olarak, anılan kanun değişikliklerinin hepsinin, yayım tarihinde yürürlüğe girmesinin öngörüldüğüne dikkat edilmelidir.
04.06.2025
Hazırlayan:
Av. Doğa Can Altınözlü